Yatay zeka (AI) İK departmanlarının aday ve çalışan deneyimini iyileştirmeleri için yeni fırsatlar sağlamakta. Klasik işe alım, performans değerlendirmesi gibi alanlarda, sürekli tekrar gerektiren, pek de değer yaratmayan işleri yapay zekaya bırakıp, daha stratejik ve yaratıcı işlere konsantre olmak, İnsan Kaynakları’nın stratejik konumunu yönetim masasında sağlamlaştıracak. Yapılması gereken idari işler hızla yapıldığında, mentörlük, eğitim ve geribildirim almak gibi çalışan memnuniyetini arttıracak ve şirket için değer yaratan işlere zaman ve enerji kalacak. Şirketin çalışan verileri bu yöntemle artacağı gibi, çalışanların işlerine bağlılıkları ve işlerinde kalma istekleri de olumlu yönde etkilenecek.

İnsan Kaynakları’nda işe alım sorumluları firmaya başvuran adaylar nezdinde şirketin yüzü konumunda. İş ilanının yayınlanmasından, adayların seçilmesine, telefonla veya video konferansla yapılan ilk görüşmeden, yüz yüze görüşmeye, şirketin ve kurumsal kültürün anlatılmasından, belli değerlendirme testlerinin yapılmasına, departman yöneticilerine yönlendirilmeye ve de son aşamada teklif veya red cevabının verilmesine tüm süreçlerde insan kaynakları temsilcisi esas temas noktası. Her bir aday için doğru ve özenli iletişim gerektiren bu “insan” odaklı süreç artık yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile daha kısa sürede ve etkili bir şekilde gerçekleşebilmekte. İK’yı destekleyen ve ileriye taşıyacak teknolojiler arasında öne çıkanlar, yapay zeka altyapılı yüz tanıma, ses ve duygu tanımlama çözümleri olarak sayılmakta.

Hindistan merkezli bulut iletişim platformu EnableX, FaceAI servisi ile yüz analizi ve duygu tanımlama özellikleriyle yapay zekayı insan kaynakları süreçlerini hızlandırmak ve etkinleştirmek için kullanıyor. Çözümün amacı, veri odaklı analizler sonucunda doğru adayı doğru işe almak ve hem aday hem de işe alımcı yönünden görüşme sürecini kısaltmak ve kolaylaştırmak.  Makine öğrenim algoritması sayesinde, derin sinirsel ağları kullanarak (Deep Neural Networks) 130 yüz ifadesinin analiziyle adayın duygu durumunu tespit etmek mümkün oluyor. Ayrıca, adayın görüşme sırasında duygu durumu sinirlilik, nefret, korku, mutluluk, üzüntü, anlayış, şaşırma gibi, 7 temel duygu ile eşleştirilebiliyor. Adayın dikkati ve o an görüşmeye gösterdiği ilgi ve isteği de ölçümlenebiliyor.

Yapay zeka teknolojisi sayesinde, aday seçme sürecinde şirket çalışanlarının hata payları minimuma indirilebiliyor ve bilinçaltından gelen kimi önyargıların önüne geçilmesi ve adaylara deneyim, bilgi birikimi vs konularında eşit yaklaşılması objektif ve analitik bir sisteme oturtulmuş oluyor. Ayrıca, kişilik özellikleri, ruhsal durum gibi, birkaç görüşmeyle nitelendirmesi ve analizi zor soyut alanlar sistem tarafından analiz ediliyor.  Sistem hem canlı video konferanslarda hem de adayların ön eleme için kendilerini tanıttıkları videolarda yüz ifadelerini tarayarak ve de duygu durum belirleyerek adaylarla ilgili İK’ya işe alım açısından kritik bilgiler sağlıyor.

Yapay zekanın insan kaynaklarında birçok alanı kolaylaştırması bekleniyor. Örneğin, bu alanda bir takım gelişme kaydedilmesine rağmen, halen iş arayanlar, benzer formları, her pozisyon ve şirket için tekrar tekrar doldurma durumunda kalıyorlar, özgeçmişler ve şirket formları çoğu zaman birbiriyle uyuşmuyor. Yapay zeka uygulamalarının gelişmesiyle doğru bilgiyi daha etkili yöntemler ile eşleştirmenin yakın zamanda standart hale gelmesi bekleniyor.

Yapay zeka altyapısına sahip teknolojilerin çalışan ve İK profesyonelleri arasındaki diyaloğu chatbot gibi araçlarla canlı tutması planlanıyor. Chatbot teknolojilerinin yakın zamanda gösterdiği gelişim sayesinde, çalışanlar doğal, insana benzer, ve sürekli ulaşabildikleri, sorunlarını, fikirlerini doğrudan paylaşabilecekleri bir kanala sahip oluyorlar. Bu değerli paylaşımlar, çalışanların sorunlarını çözmek ve memnuniyetini arttırmak üzere önemli veriler olarak analiz ediliyor. İletişimi açık tutmak ve İK’nın her zaman çalışanlarını dinliyor olması, senede birkaç kere belli dönemlerde sorulan geri bildirimden çok daha samimi paylaşımlara olanak sağlıyor. Çalışanlardan gelen veriler, ihtiyaç ve talepler doğrultusunda, profesyonel gelişim ve eğitim programlarını birey bazında farklılaştırmak ve kişinin profesyonel büyüme alanına odaklanmasını sağlamak mümkün oluyor.

Personel Yönetiminde AI
AI personel yönetiminin operasyon boyutunu yönetmede yerinde projeksiyon ve planlamalar yaparak destekleyecek. Örneğin, vardiya sistemiyle çalışan işgücünün saatlerinin ayarlanması, çalışanların yorgunluk, hastalık durumları, izinler, verimlilikleri gibi veriler veri tabanında kayıt edildiği gibi, yakın gelecekte işgücü planlaması aşamasında yapay zeka projeksiyonları devreye girecek, ne kadar çok veri, o kadar yerinde planlama gerçekleştirmek mümkün. Yapay zeka bu veriler ışığında amirlerin manüel olarak yaptıkları planlamayı otomatik olarak gerçekleştirecek ve yönetimin birebir takımla ve üretimle ilgilenebilmesi için daha çok zaman yaratılmış olacak.

Yapay zekanın İK süreçlerinde yaygınlaşması veri-bazlı analitik bir sisteme oturtarak yöneticilerin insan odaklı kararlara ve çalışanlar için değer yaratmaya odaklanmalarına olanak verecek.