Sürekli Profesyonel Eğitim ile Mesleki Geleceğinizi Garantileyin
Kariyerimizi nasıl geleceğe hızla adapte ederiz?
Gelecek işimizi elimizden alacak mı? Bir yanda, otomasyon, makina öğrenme, yapay zeka, diğer yanda teknolojiyle hayal bile edemediğimiz yarının dünyasının yarattığı işler. Ne tür yetiler gerekli olacak? Kendimizi nasıl bu yetiler ile donatabiliriz?
Profesyonel gelişim eğitimleri çoğu zaman vakit kaybı gibi görünen veya eğitimin sonunda verilen sertifika yani basit bir etiket için katılınan etkinlikler olarak görülmekte. Pratikte, çok az eğitim kişiyi kariyerinde daha ilerilere taşıyor. Aynı bakış açısı paralelinde, kurumlar bütçe kesintisine gittiğinde ilk kurban profesyonel gelişim eğitimleri oluyor.
Üniversite eğitimiyle iş yaşamı arasındaki bilgi, deneyim ve yeti kopukluğu göz önüne alınınca, profesyonel eğitimlerin bu açığı kapatmak için tasarlanmamaları büyük bir kayıp. Bazı meslekler kendilerini sürekli yenilemeye zorunlu. Muhasebe ve finans profesyonellerinin kendilerini siber güvenlik ve iş zekası alanlarında geliştirmeleri ve gitgide daha rekabetçi hale gelen bir çalışma ortamına adapte olmaları gerekmektedir. Muhasebecilerin ve bordrocuların sıklıkla değişikliğe uğrayan düzenlemeler doğru şekilde uygulama zorunlulukları var.
Her sektörde olduğu gibi, finans alanında da, küçük ve büyük şirket farkı net bir şekilde hissedilmekte. Büyük şirketler profesyonel gelişim için büyük kaynaklar ayırırken küçüklerde limitli bütçeler az sayıda çalışan arasında paylaşılmakta. Çalışanın inisiyatif alması farklı kanalları zorlaması gerekmekte. Oysa, çalışan, işyeri ve profesyonel derneklerin çalışanı sektörün gelişimine adapte etmek için beraber çalışması lazım. Her oyuncunun aidiyet duyduğu ve sorumluluk gösterdiği şekilde, doğru yetenekleri kazandırarak sektöre kalıcı katkı sağlaması mümkün. Bazı şirketler bu açıdan çalışanlara özgürlük tanımakta. Örneğin, bazı şirketler çalışanlarına kendilerini geliştirmek istedikleri alanda almak istedikleri kursu seçmeleri ve ancak eğitimi bitirdikten sonra şirketin eğitimin parasını ödemesini prosedürleri haline getirmekteler. Bu sayede, hem çalışana otonomi veriliyor hem de eğitimin hakkını vermesi ve başarıyla tamamlaması isteniyor.
Profesyonel gelişim ve karlılığın doğru orantılı olmasının en önemli sebebi, çalışanların kazandıkları yeni yetilerle daha etkin bir şekilde problem çözmeleri ve sektör içinde oluşan trendleri daha hızlı görüp inovasyon fırsatlarını yakalamaları. Aynı şekilde, en iyi yetenekleri şirkete çekip, mutlu çalışanlar olarak uzun süreler hizmet vermelerini sağlamakta da profesyonel gelişim programlarının payı var.
Sürekli profesyonel eğitime ille de paralı sertifika eğitimleri, atölyeler vs gibi bakmamak gerekli. Bazı küçük şirketler çalışanlarına daha informal, çalışanın çalışana eğitim verdiği ufak çalıştaylarla başarılı profesyonel eğitimler gerçekleştirmekte. Bir çalışanın bir konferansa katılıp konferansta aldığı notları takımına iletmesi verimli bir bilgi paylaşımı ve yeni projelerin doğduğu bir toplantıya dönüşebiliyor. Takımlar arası işi işte öğreten pratik oturumlar veya yeni işe başlayan bir çalışanın deneyimli çalışanı belli zamanlarda takip etmesi etkili eğitim araçları olarak benimsenebiliyor. İletişim yetileri güçlü, paylaşmayı, öğretmeyi seven kişilerin eğitimci olarak ön plana çıkarılması aynı zamanda motivasyon kaynağı olabiliyor. Hatta bu çalışanların iş tanımlarının değiştirilmesi ve eğitmen olmaları şirkete daha büyük fayda sağlayabilmekte.
Sürekli profesyonel eğitimi önceliği haline getirmiş bir şirket, öğrenme ve gelişimin nasıl yapılması gerektiğini, hangi aktivitelerin öğrenmeye destek olduğunu, genel olarak nasıl bir strateji benimsenmesi gerektiğini ve bu stratejinin bütçeye yansımasını en iyi şekilde planlayabiliyor.
Bonus olarak Profesyonel Gelişim Eğitimi
Startup’larda profesyonel gelişim kursları bir ayrıcalık veya yan hak gibi algılanabiliyor. Spor kulübüne üyelik veya müşteriler sponsorluğunda hediye edilen etkinlik biletlerine benzer konumlanan eğitimler olabiliyor. Burada çalışanların ve şirketin eğitimlere bakış açısı önemli. Profesyonel ortamda eğitimin değeri nedir? Bu eğitim sizin işinizi daha iyi yapmanızı sağlayacak mı? İşvereniniz bu eğitime neden yatırım yapmalı? Siz bu eğitimi kendi cebinizden para verecek kadar gerekli görüyor musunuz?
Eğer cevabınız evetse ve de bu eğitime yatırım yapmak sizi işinizde birkaç adım öne taşıyacaksa, yöneticinize bu eğitimin faydalarını anlatarak şirketten sponsorluk istemek ve bu isteğinizin kabul edilmesi pek de zor olmayacaktır. Eğitime yatırımı kendinize yaptığınız yatırım olarak görün. Yöneticileriniz de size yapılan yatırımın, verimlilik ve karlılıkta artış olarak, şirkete geri döneceğini bilir. Bilginin en büyük güç olduğu bir dünya düzeninde, eğitim her kapıyı açan anahtardır.
Virgin Atlantic’in çılgın karakteri ve farklı sektörlerde başarılarıyla ün yapmış girişimci CEO’su Richard Branson’un sözüne kulak vermekte yarar var: “Çalışanlarınıza iyi eğitim verin ki başka işlere girebilsinler; onlara iyi davranın ki, ayrılmak istemesinler.”