Barbar Bilge Periandros: ‘Eğitim herşeyi kucaklar’
Datassist’in katkılarıyla 22 Eylül 2014 tarihinde Dünya Gazetesinde yayımlanmıştır.
Günümüzün popüler klişesi ‘herşeyin başı eğitim’ köklerini Yunan Antik Çağ filozofu Korintoslu Periandros’tan almıştır. Kazandığı zaferlerle kolonilerini arttıran, ülkesi Korintos’un ekonomisini güçlendiren ve her tür problemin üzerine giden acımasız tiran Periandros insan ruhunu besleyen sanat ve eğitimi hep el üstünde tutmuştur.
Gün içinde karşılaştığımı zolumlu-olumsuz birçok olayda takdir eder veya hayıflanır,herşeyin başı eğitim diye iç geçiririz. Eğitimden kastımız çok küçük yaştan başlayan ve yaşam boyu devam eden öğrenme ve kendini geliştirme sürecidir. İnsanın kendine yeten donanımlı bir birey haline gelebilmesi için aileden başlayan, okulla ve çevreyle devam eden uzun bir yolculuğa atılması gerekir. Bu yolculuk anne rahminden çıktığımız o ilk ağlamayla başlar, son nefesimize kadar devam eder. İnsan ölene dek yeni şeyler öğrenmek için programlanmıştır. Zamanla herşey değişir, değişime ayak uydurmak için ise öğrenmeye açık olmak gerekir.Yeni şeyleri öğrendikçe onlara alıştıkça, yararlarını gördükçe kendimizi iyi hissederiz, yeni dünyaya aidiyetimiz artar.Korintoslu bilge Periandros’un yüzyıllar önce söylemiş olduğu gibi:¨öğrendikçe herşeyi kucaklarız”.
Günümüzün popüler klişesi ‘herşeyin başı eğitim’ köklerini Yunan Antik Çağ filozofu Korintoslu Periandros’tan almıştır. Kazandığı zaferlerle kolonilerini arttıran, ülkesi Korintos’un ekonomisini güçlendiren ve her tür problemin üzerine giden acımasız tiran Periandros insan ruhunu besleyen sanat ve eğitimi hep el üstünde tutmuştur.
Gün içinde karşılaştığımı zolumlu-olumsuz birçok olayda takdir eder veya hayıflanır,herşeyin başı eğitim diye iç geçiririz. Eğitimden kastımız çok küçük yaştan başlayan ve yaşam boyu devam eden öğrenme ve kendini geliştirme sürecidir. İnsanın kendine yeten donanımlı bir birey haline gelebilmesi için aileden başlayan, okulla ve çevreyle devam eden uzun bir yolculuğa atılması gerekir. Bu yolculuk anne rahminden çıktığımız o ilk ağlamayla başlar, son nefesimize kadar devam eder. İnsan ölene dek yeni şeyler öğrenmek için programlanmıştır. Zamanla herşey değişir, değişime ayak uydurmak için ise öğrenmeye açık olmak gerekir.Yeni şeyleri öğrendikçe onlara alıştıkça, yararlarını gördükçe kendimizi iyi hissederiz, yeni dünyaya aidiyetimiz artar.Korintoslu bilge Periandros’un yüzyıllar önce söylemiş olduğu gibi:¨öğrendikçe herşeyi kucaklarız”.
Korintos Tiranı Periandros
MÖ 7.yy’da babasından devraldığı Korintos hükümdarlığına Periandros 40 yılsüresince devam ettirmiş, Korintos’u güçlü Yunan şehir devletleri arasına katmıştır. Periandros bilgeliğiyle olduğu kadar acımasızlığıyla da ün salmış bir tirandır. Askeri ve ekonomik açıdan ileri görüşlü vizyonu sayesinde, yeni koloniler edinmiş, sınırlarınıgenişletmeyi,ekonomik ve politik gücünü sağlamlaştırmayı başarmıştır.
Korintos hiçbir zaman Atina veya Sparta’nın görkemine ulaşamasa da, Antik Yunan uygarlığında hatırı sayılır bir yer edinmiştir.Liman şehri olması sayesinde, ticaret ve kültür merkezi haline dönüşmesi doğal olmuştur. Ancak yönetimin başarısı yadsınamaz. Korintos’un diğer Yunanşehir-devletlerinden büyük farkı problem çözme yeteneğinde saklıymış. Örneğin, büyük bir işsizlik problem baş gösterdiğinde, yani nüfus mevcut işlerden hızlı büyüdüğünde, diğer şehirler problemi oluruna bırakmayı tercih ederlerken, Korintos yönetimi kamu işlerine ağırlık veren projeler geliştirip işsizliğe çözüm getirmeyi başarmıştır. Şehir yönetimi artan nüfusla artan içme suyu ihtiyacını su kemerleri inşa ederek gidermeyi hedeflemiştir.Ayrıca, bu sayede birçok işsiz iş sahibiolmuştur.
Problem çözme yeteneğinin kaynağı eğitimden gelmiştir.Korintos’taki okullar Atina’daki okullar kadar sağlam bir temele dayanmıştır, belki Atinalılar kadar modern ve göz boyayan binalar, kütüphaneler, ünlü hocalar yoktur ancak eğitim kalitesi çok yüksektir. Lise eğitiminden sonra tüm erkeklerin en az 2 sene askerlik yapması mecburidir.
Periandros’un Karanlık Yanı
Periandros’u diğer yedi bilgeden ayıran en çarpıcı özelliği Herodot’un ‘barbarlık’ olarak tanımladığı karanlık yanıdır. Rivayete göre, karısını cariyelerin dolduruşuna gelerek bir öfke anında merdivenlerden itmiş ve ölümüne sebep olmuştur. Annesini haklı gören oğlunu susturmak için onu Korintos’tan uzaklara sürmüştür. Bu tür barbarca davranışları Herodotkesin bir dille eleştirmiş ve Periandros’un yedi bilge arasında yer almayı hak etmeyen vahşi bir tiran olduğunu yazmıştır.En yakınlarına davranışlarından, halka ve çevresindekilere nasıl davranabileceğini kestirmek mümkündür. Ne kadar hoşgörüsüz hatta acımasız bir hükümdar olarak anılsa da, yüzyıllar sonra Periandros’tan geriye akıllı sözleri kalmıştır.
Sanat ve eğitimin en büyük koruyucusu ve sponsoru olmuştur.Aristo’nun yazdıklarına göre, Periandros halkını sürekli meşgul tutmak istemiştir.Periandros’a göre, durmadan çalışan ve üreten insanın kötü düşünceler için zamanı yoktur.Böylece, halkının ona sadık kalacağını düşünmüştür.
Belki de bu düşünceleri ekseninde zamanı için teknik açıdan imkansız olan projelere halkını sürüklemiştir. Bunların başında Korint Kanalı projesi yer alır. Korintos’tan bir kanal açarak Attika ve Pelopones’i birbirine bağlamayı planlamıştır.Ege ve Adriyatik denizlerini birbirine bağlayacak bu kanal dönemin en önemli ticaret yolu haline gelecek, deniz ulaşımını kolaylaştıracak ve Korintos’un vazgeçilmez bir liman haline getirecekti. AncakKorintosbuhayalinigerçekleştiremez.Bu fikri gerçekleştirmek için, daha sonra Romalılar Neron döneminde çalışmışlardır.Bugün Yunanistan topraklarında bulunan Korint Kanalı ise, 1881-93 yılları arasında inşa edilmiştir.
Arion ve Periandros
Periandros yaşamı boyunca sanata saygılı, sanatçıyı öven, koruyan ve el üstünde tutan bir yaklaşım sergilemiştir. Yunan mitolojisine Herodotos’un kaleminden giren Arion’un öyküsü Periandros’un şair Arion’la dostluğunu vurgulamıştır.
Herodot’un hikayesine göre, Lesbos’ta Arion adında bir ozan yaşarmış.Şiirlerindeki mısralar kadife sesi ve dokunaklı çalgısıyla birleşince dinleyenlerin kalbine dokunurmuş, bu sayede ünü Lesbos sınırlarını aşmış.
Bir gün dünyayı görmek hevesiyle adasını arkada bırakmış ve Korinthos’a gitmiş.Sesi, şiirleri ve dostane tavrıyla hem Korintoslulara hem de hükümdarları Periandros’a kendini sevdirmiş. Gitarıyla herkesi kendine hayran bırakmış.
Tanrı Dionysos’a en büyük övgü olarak kabul edilen Dithyrambos’u ilk söyleyende Arion olmuş. Sanatı sayesinde sırf ün ve prestij değil, belli bir servet de edinmiş.Sicilya ve Italya’ya seyahate gitmiş, gezip görüp dostu Periandros’un yanına dönmeyi planlamış.
Canı ve servetiyle en çok Korintoslulara güveneceği için onların gemisini tutmuş. Ancak suya açılınca gemiciler Arion’u öldürüp parasının üstüne oturmaya karar vermişler. Arion adamları gizli gizli konuşurken duymuş ve canını bağışladıkları takdirde varını yoğunu vereceğine yemin etmiş.Adamlar kabul etmemişler.
Bir gece önce rüyasında Tanrı Apollon’u görmüş Arion. Apollon’a güvenmiş ve en güzel giysilerini giymiş, güverteye çıkmış ve saz çalıp şarkı söylemeye başlamış. Şarkısı bitince denize atacakmış kendini. Bu adamların kendini öldürmesini beklemektense kendi kaderini kendi belirleyecekmiş.
Öyle güzel çalmış ve söylemişki, Apollon’un kutsal hayvanları yunuslar geminin etrafında toplanmışlar, Arion’u dinlemişler. Arion şarkısını bitirmiş ve planladığı gibi denize atlamış. Yunus balıklarından biri Arion’u sırtına almış ve onu Yunan topraklarına kadar taşımış. Gemiciler Korintos’a varınca Periandros Arion’u sormuş, Arion’un denize düşüp boğulduğunu söylemişler.
O anda birden Arion çıka gelmiş! Periandros hain gemicilere ölüm cezası vermiş, onları çarmıha germiş.Rivayete göre, Tanrı Apollon da Arion ve onu karaya ulaştıran yunus balığını gökte bir yıldıza dönüştürerek ölümsüzleştirmiş.
Periandros’tan Öğütler
Dikkat herşeydir.
Hiçbirşeyi sadece para için yapmayın.
Zevkler geçici, onur kalıcıdır.
Refah içindeyken ölçülü olun, sıkıntı içindeykense temkinli.
Hiçbir sırra ihanet etmeyin.
Hangi anlaşmaya razı olursanız, sonuna kadar şartlarına uyun.
Pratik mükemmeli getirir.
Her konuda öngörülü olun.
Gelirinize göre yaşayın.
Bir ağacı yapraklarına değil meyvelerine bakarak değerlendirin.
Düşmanlarınızı mutlu etmemek için talihsizliklerinizi kendinize saklayın.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 22.09.2014 tarihinde yayınlanmıştır.