Sahtekar gibi mi hissediyorsunuz?
Datassist’in katkılarıyla 27 Ekim 2014 tarihinde Dünya Gazetesinde yayımlanmıştır.
Mükemmelliğe oynayan, kendi hatalarını affetmeyen çok başarılı biri misiniz? Ya da çevrenizdekiler sizi böyle mi görüyor? Siz ise, sürekli kendinizi eleştirip, bir gün insanların sizin gerçek yüzünüzü göreceğinden mi korkuyorsunuz? Sahtekarlık sendromu yaşıyor olabilirsiniz…
Gerçekten ne kadar yetenekli olduğunuzu insanların öğrenmesinden mi korkuyorsunuz? Kart vizitinize çok yakışan oturaklı ünvanı hak etmediğinizi mi düşünüyorsunuz? Peki ya, aldığınız para… ne kadarı bilgi birikiminiz, performansınız ve iş uzmanlığınızı yansıtıyor? Beni herkes uzman zannediyor ancak ben yeterli olup olmadığımı sürekli sorguluyorum diye mi içinizden geçiriyorsunuz?
Yoksa herkesin alkışladığı siz aslında sahtekarın teki misiniz?
Size göre bu soruya vereceğiniz cevap kocaman bir EVET. Oysa, bu cevap gerçekleri değil, sizin ruh halinizin bir yansıması.
Sahtekar değilsiniz ancak sahtekarlık sendromu içinde büyük rahatsızlık duyuyorsunuz.
Sahtekarlık Sendromu Nedir?
Sahtekarlık sendromu kişinin başarılarını sindiremediği, kendini başarıya layık görmediği bir psikolojik durum. Herkes tarafından takdir edilen başarılarını şans eseri kazandığını, insanların övgü dolu sözlerini hak etmediğini düşünür sahtekarlık sendromu içindeki kişi. Kendine güvenip inanmadığı gibi, çevrelerini olmadıkları biri olduklarına inandırarak kandırdıklarını düşünür. Başarısını kendi emeğine ve azmine bağlayacağına şansa, doğru zamanda doğru yerde olmaya bağlar. Başkalarının kendisini gerçekte olduğundan daha akıllı ve yetenekli gördüğüne inanır. Kendiyle ilgili tüm iyi şeyleri başkalarına, etraftaki faktörlere ve kendi dışındaki etkenlere bağlar, en ufak hata ya da problem için ise, kendini suçlar. Mükemmeli hedefleyen, titiz, en ufak aksaklıkları kabul etmeyen kişilerin bu tür sendromları yaşaması daha olağandır.
Sahtekarlık sendromu bir akıl hastalığı değildir, belli durumlara kişilerin verdiği tepki olarak görülür. Klasik bir bakış açısıyla bu tür davranış kalıpları kişinin karakter özelliklerinin bir parçası olarak kabul edilmiş olsa da, psikologlar belli olay ve durumların bu sendromu körüklediğini gözlemlemektedir. Stresli iş dünyasının çalışanlar üzerindeki etkilerini araştıran psikologların son dönemde yakından ilgi duydukları ve araştırdıkları bir alan haline gelmiştir. Sahtekarlık sendromu terimi ilk kez klinik psikologlar Pauline R. Clance ve Suzanne A. Imes’ın kaleme aldığı makalede kullanılmış; başarılı kadınların bir kısmının kendini akıllı görmemeleri, yeteneklerinin çevreleri tarafından abartıldığına inanmaları bu sendromun en belirgin özellikleri arasında yer almıştır.
Sahtekarlık Sendromu Yaşayan Ünlüler
Sahtekarlık Sendromu mesleğinde en üstün performansı sergileyen kişiler arasında daha sıklıkla görülür. Dolayısıyla, bambaşka meslek, yaş ve cinsiyet gruplarından ünlüler arasında deneyimlenmesi doğaldır. Şapka çıkardığımız bu ünlü sanatçılar, yöneticiler, bilim adamlarıbelli durumlarda kendilerini sahtekar gibi hissederler, insanların kendilerine duyduğu hayranlığı abartılı bulurlar. Bir gün insanların bu gerçeği farkedeceğini düşünür, korkarlar.
Sahtekarlık Sendromunu zaman zaman deneyimleyen kişiler arasında;
– Dharma & Greg, Two and a Half Men ve The Big Bang Theory gibi Amerikan sitcom’larının senaristi Chuck Lorre
– Sınırlarını Zorla (Lean in) kitabının yazarı, Facebook’un üst düzey kadın yöneticisi Sheryl Sandberg
– Bir keresinde ‘Nasıl rol oynanacağımı bilmiyorum, benim burda ne işim var?’ diyen Oscar ödüllü aktris Meryl Streep
– Ölümüne bir ay kala şu sözleri arkadaşına söyleyen Albert Einstein: ‘çalışma hayatımla ilgili abartılı söylemler beni hasta ediyor, kendimi istemeden insanları kandırmış gibi hissediyorum.’
– 11 kitabı olan Amerikalı yazar Maya Angelou, her kitabı yayınlandığında ‘şimdi herkese bir oyun oynadığımı, aslında bir yalancı olduğumu anlayacaklar’ diye hissedermiş.
– Dünya Sağlık Örgütü’nün başı Dr. Margaret Chan. Dr. Chan başarısını şansa bağlıyor: ‘Çevremdeki birçok insan bana konunun uzmanı olarak yaklaşıyor. Nasıl benim konuya bu kadar hakim olduğuma inanıyorlar bilemiyorum. Ben daha çok bilmediklerimin farkındayım.’
Sahtekarlık sendromu nasıl atlatılır?
– Yarattığınız değere odaklanın ‘mükemmel’e değil
Sahtekarlık Sendromu mükemmelliyetçilerin içine düştüğü bir durum. Azla yetinen, estek köstek işini yapanlarda böyle bir probleme rastlanmıyor. Eğer benzer hisler içine girdiğiniz durumlar olduysa, bu sizin üstün performans gösteren bir profesyonel olduğunuzun göstergesi. En iyiye ulaşmak, problemleri her yönüyle çözümlemek, hiçbir zaman hata yapmamak gibi idealleriniz var.
– Kendinizi tebrik edin.
En iyisini yapmayı hedeflemek her zaman mükemmel olmakla karıştırılmamalı. Birincisi sizi hep daha iyiye taşıyacaktır, ikincisi ise sizi yoracak, tüketecektir.
Sahtekarlık sendromunu yenmeniz için kendinizi zaman zaman yaptığınız küçük hatalarla kabul etmeniz gerekir. Bu çıtayı indirmeniz ve vasat bir performans göstermeniz anlamına gelmez. Hedeflerinizi gerçekçi yapmanız ve hatalar meydana geldiğinde kendinizi yerden yere vurmamanız anlamına gelir.
– Başarılarınıza sahip çıkın. Şans eseri başarılı olmadınız.
Sendromun içinde kaybolanların çoğu başarılarını doğru zamanda doğru yerde olmaya bağlarlar. Şans, başka insanların yardımı gibi dış faktörlerin onları başarıya taşıdığına inanırlar. Erkeklere oranla daha fazla sayıda kadın şans faktörünün başarılarına etkisini dile getirir. Üstün performans gösterenler yaptıklarına değil, yapmadıklarına veya bilmediklerine odaklanırlar. Bardağın her zaman boş tarafını görürler.
Nasıl hatalara sahip çıkarak sorumluluk sahibi olduğumuzu göstermemiz gerekiyorsa, başarılarımızı da sahipsiz bırakmamalıyız.
– Karşılaştırma yapmayı bırakın.
Karşılaştırmaların kimseye yararı yoktur. Kendi kendinize zarar verir, taraflı, tek yönlü bir değerlendirme yapmış olursunuz. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak, elma ve armutu karşılaştırmaktır. Kendi zayıf yönlerinizle başkalarının güçlü yönlerini kıyaslayıp kendinize haksızlık edersiniz. Karakterler, şartlar, yetenekler, durumlar hep birbirinden farklıdır, karşılaştırmak yanlıştır.
– Hırslarınızı frenlemeyin. Risk almaya devam edin.
Kendinizden emin değilseniz, başkalarını kandırıyor gibi hissediyorsanız, kendinizi güvenli bir köşeye hapsetmek en iyi alternatif olarak gelebilir. Ancak bu yerinde saymanız, kendinizi gelişime kapamanız anlamına gelir. Kendi konfor alanınızdan çıkmazsanız, hep aynı şeyleri yapmaya devam edersiniz. Yeni şeyleri öğrenmek ve ilerlemek için hırslı olmak, fırsatı gördüğünüzde risk almaya hazır olmak gerekir.
FastCompany’den Sahtekarlık Sendromunu 8 Aşamada Yenme Klavuzu
– Böyle bir sendrom yaşadığınızı kabullenin.
– Olumlu geribildirim aldığınızda, bu değerlendirmeleri tarafsız bir şekilde kabul edin ve içinize sindirin. Geribildirimi kabul etmediğiniz zaman karşınızdaki insanın yargısına saygı duymadığınız düşünülecektir.
– Başarılarınızı şansa bağlamayın.
– Yetenekleriniz ve başarılarınızdan söz ederken küçümseyen, yaptıklarınızı hafife aldığınızı gösteren kelimelerden uzak durun.
– Günlük tutun. Başarı ve başarısızlıklarınızı yazmak geçmişe dönük bir kayıt niteliği taşıyacaktır, tekrardan onları okurken hem başarıları hem de başarısızlıkları eşit ölçüde hatırlamanıza yardımcı olacaktır.
– Mükemmel kişinin gerçekte varolmadığını kabul edin. Er ya da geç problemler çıkacaktır. Olumsuz durumları kişisel olarak algılamayın.
– Mütevazi olmaktan gurur duyun.
– Başkalarından yardım istemenin normal birşey olduğunu unutmayın. En iyiler de yardıma ihtiyaç duyar.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 27.10.2014 tarihinde yayınlanmıştır.