Neden HR+
HR+’e Hoşgeldiniz
HR+, işe alımdan kariyer yönetimine, performans yönetiminden istihdam, özlük işleri ve bordrolamaya, liderlik ve personel yönetiminden iş kanununa insan kaynaklarının uzmanlık alanlarında yazıların yazıldığı, güncel İK trendlerinin tartışıldığı, profesyonellerin birbirleriyle görüş alışverişi yaptığı bir mecra. Amacımız, gerek şirketlerin insan kaynakları departmanlarında gerekse insan kaynakları alanında hizmet veren danışmanlık firmalarında çalışan profesyonellerin etkileşim içinde ortak problemlere çözüm arayışlarına katkıda bulunmak, ürettikleri çözüm önerilerini ve başarıyla uyguladıkları yöntemleri paylaşmak.
Neden HR+?
HR+ çünkü insan kaynaklarının zihinlerde pozitif bir algı yaratmasını istiyoruz. İnsan kaynakları bölümü işe alım, kariyer ve performans yönetimi fonksiyonlarından dolayı şirket içinde ve dışında şirket yönetimine ayna görevi görmekte. Yarım saatlik bir işe alım görüşmesinde insan kaynakları uzmanı şirketin nasıl bir işyeri olduğunu duruşu, giyimi, anlatımı, sorduğu sorularla bütünleşen profesyonelliğiyle kuşku bırakmayacak şekilde gözler önüne serer. Aynı şekilde, farklı bölümlerde çalışan personel dönemsel performans değerlendirmelerinde insan kaynaklarıyla görüştüğünde yönetimin kendi yeteneğine ne kadar değer verdiğini, çalışanını nasıl geliştirmek istediğini net bir şekilde görür.
Maalesef, hem şirkete başvuru yapan adaylara hem de çalışanlara olumsuz izlenim veren insan kaynakları sorumluluları azımsanmayacak kadar çok. Bu olumsuzlukları gidermek profesyonellik, sıkı çalışma ve empati yoluyla mümkün. Adayların işe girmesi veya başvurularının red edilmesi, çalışanların işteki verimliliklerinin değerlendirilmesi, terfi edilmeleri, maaş artışları gibi hassas konularda çalışanlarla özenli iletişim kurmak ve her zaman profesyonel çizgiyi korumak gerekli. Bu alanlarda yapılan en ufak ihmal, hata veya dikkatsizlik şirketin imajına, çalışanların motivasyon bozukluğuna ve kaliteli çalışanların işten ayrılmasına sebep olabiliyor. Özetle, şirketin en değerli kaynağı olan çalışanlarını memnun etmekte insan kaynaklarının sorumluluğu büyük.
İnsan Kaynakları ‘Yankı’ Yapmalı
HR+ ismini seçerken, ideal dünyada insan kaynakları nasıl olmalı, insan kaynakları departmanı mevcut ve potansiyel çalışanlarla nasıl iletişim kurmalı diye düşündük. Aklımıza Yankı hikayesi geldi. Bu hikayenin bir versiyonunu pozitif düşünme, kişisel gelişim veya motivasyon alanında katıldığınız seminerlerde muhtemelen duymuşsunuzdur.
Bir babayla sekiz-dokuz yaşlarındaki oğlu tepeye doğru yürüyüşe çıkmışlardır. Çocuğun ayağı birden kayar ve düşer, incinen ayağının sıkıntısıyla haykırır:
‘Aaaahhhhhhhhh!’ Sesi karşı tepeden yankılanıp aynen geri döner:
‘Aaaahhhhhhhhh!’ Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmamış olan çocuk çok şaşırır ve merakla bağırır: ’Kimsin sen?’
Hemen cevap gelir:
‘Kimsin sen?’
Çocuk bu cevaba öfkelenir:
‘Korkak!’ diye bağırır. Cevap aynıdır:
‘Korkak!’
Kendisini dikkatle izleyen babasına döner ve sorar:
‘Neler oluyor baba, anlamıyorum?’
Babası gülümser ve oğluna belki de hayatının en önemli derslerinden birini verir: ’Dikkat et oğlum’ der.
Sonra da aynı oğlunun yaptığı gibi karşı tepeye doğru tüm gücüyle bağırır:
‘Hayat ne kadar güzel!’
Tepeden hiç gecikmeden ses gelir:
‘Hayat ne kadar güzel!’ ‘Seni seviyorum! der Baba, ses karşılık verir ‘Seni seviyorum!’
Çocuk hayret içindedir ancak ne olup bittiğini anlayamaz.
Babası oğluna yankıyı ilk kez o zaman anlatır:
‘Buna yankı deriz ama bu aslında hayatın ta kendisidir. Yankı gibi hayat da söylediğin ya da yaptığın her şeyi aynen sana iade eder. Hayatımız yaptıklarımızın bize yansımasından farklı birşey değildir. Dünyanın daha sevgi ve adalet dolu olmasını istiyorsan, kendi kalbini sevgi ve adaletle doldurmalısın. Başkalarının şefkatli olmasını istiyorsan, senin şefkatli olman gerekir. Bunu her şeye uygulayabilirsin: hayat ona ne verdiysen, onu sana aynen iade eder.’
HR+’le insan kaynaklarını alıp hayali bir tepeye çıkarmak istiyoruz. O tepede adayları güleryüzle karşılayacağız, aday da, görüşmeye zamanında gelecek, güleryüzünü olumlu düşüncelerini bizden eksik etmeyecek. Görüşmeye başlamadan adayın özgeçmişini birkaç kez okumuş, bir iki soru hazırlamış, adayı kağıt üzerinde tanıyor olacağız. Tıpkı adayın da ödevini yapmış, şirketi araştırmış, pozisyonla ilgili merak ettiği konuları not etmiş olduğu gibi. Görüşme sırasında sorduğumuz sorular verdiğimiz cevaplarla hep profesyonellik çizigisinde olacağız. Aday da aynı şekilde iş disiplinini ve ciddiyetini konuşmalarına yansıtacak. Tam anlamıyla bir saygı ortamı yaratılacak.
Nedir bu kadar pozitiflik? İnin o tepeden, Polyannna’cılık mı oynuyorsunuz? diye karşı çıktığınızı duyar gibiyim: Bu kadar düzgün kaç tane adayla karşılaşıyoruz ki? diye soranlarınız var. Kesinlikle doğru… belki ideal adayla hergün karşılaşmıyorsunuz ancak zaman zaman ‘işte budur, bu aday bizim şirket için biçilmiş kaftan’ dediğiniz durumlar da oluyordur. Gelin görüşmelere, adaylara ve çalışanlara olumlu yönden bakalım. Biz olumlu şartların oluşması için elimizden geleni yapalım, davranışlarımızdaki olumluluk adaya yansısın. Tabii ki siz olumlusunuz diye, tüm adaylar ideal potansiyel çalışanlar haline gelmeyecek ancak insan kaynakları olarak siz görevinizi en iyi şekilde yapmış olacaksınız, şirketinizin imajı güçlenecek ve bu davranış kalıpları yaygınlaştıkça insan kaynakları HR+ ismine yaraşır olumlu bir algı yaratacak.