İK Örf ve Adetlerini Yıkan “Ghosting” Trendi
Forbes dergisinde işe alım, kariyer ve maaş konularında tavsiye nitelikli yazılar yazan kıdemli yazar Jack Kelly’nin yeni yazısı Amerika genelinde yükselişe geçen trend ‘Ghosting’ üzerine. Hayalet gibi davranmaktan esinlenen ghosting terimi birden bire irtibatı kesme anlamına geliyor. Kelly’nin bahsettiği ghosting çalışanların işlerini bırakıp patronlarına haber vermemesi. Her tür İK örf ve adetini hem ülkeler bazında hem de global ölçekte yıkan bir eylem veya eylemsizlik. Ya da daha ağır sıfatlarla, medeniyetsizlik, kabalık, görgüsüzlük ve saygısızlık olarak nitelendirilebilir. Öyle kötü bir davranış tarzı ki, işverenin çalışan adaylarına genel olarak bakışını ve davranışını değiştirmekte.
Belki de sosyal medyanın ve uzaktan çalışmanın bir yan etkisi bu. Yüz yüze bakmadığın aynı ofisi paylaşmadığın bir çalışanın birden yok olması yan masada çalışan bir iş arkadaşınızın istifa etmesinden farklı bir durum. Her iki durumda da, şirket çalışanı olmak, maaş, yan haklar vs. aynı, ancak fiziksel ortam ve psikolojik etki olarak farklı bir aidiyet söz konusu. Ancak çalışanın hiçbir yer söylemeden işe gelmemesini, telefonuna cevap vermemesini, adeta dünya üzerinden yok olmasını – ghosting’i hiçbir şekilde kabul edilebilir bir davranış haline getirmiyor. Ve iş ortamında tarafları gergin, sinirli ve birbirine karşı önyargılı kişilere dönüştürüyor.
Amerika’da popüler olan anonim işyeri grupları uygulaması Blind’ın organize ettiği ve yayınladığı ankete göre, 30 Eylül – 5 Ekim 2021 tarihleri arasında yapılan 5,356 profesyonelden gelen cevaplara göre, işi bırakmak ve patronuna söylememek yükselen yeni trend. Geçtiğimiz senenin Büyük İstifa trendinin yerini daha da kötü bir trend haline gelen Büyük Ghosting trendinin alacağı öngörüler arasında.
SHRM.org’un makalesine göre, çalışanların ghosting kültürü geniş bir sosyal trendin parçası. Tinder ve benzeri çöpçatanlık uygulamaları ghosting için mükemmel altyapıyı oluşturdular. Öyle bir ortamla kimsenin kimseyle yüzleşmediği, hesap vermediği, kolaylıkla bir sonraki sevgili adayına geçtiği bir sistem, işe alım dünyasına da sıçramış durumda. Özellikle genç çalışanlar için zor diyaloglardan kaçmak uğruna protokolleri hiçe saymak gerekiyorsa, yapacak bir şey yok.
Klasik Yol Yordam Yerle Bir Oluyor
Normalde, bir çalışan istifa ettiğinde, ya patronuna söyler ya da doğrudan raporlama yaptığı yöneticiye kararını bildirir. Birçok ülkede 2 haftalık ihbar süresi uygulanır. Eğer işverenin kendisinden talebi farklı değilse, istifasının akabinde iki hafta daha çalışır, işleri yoluna koyar, kendisinden sonra işleyişin aksamaması için gerekli ayarlamaları yapar, kendi işlerine bakacak kişiyi eğitir.
Çoğu kurumsal işyerinde bir müdür ve İK departmanının temsilcileriyle görüşmeler yapılır ve çalışanın çıkışının kötü şekilde olmaması için özen gösterilir. İK tarafından ayrılmanın sebepleri irdelenir ve nelerin değiştirilebileceği veya iyileştirilebileceğiyle ilgili önemli saptamalar yapılır. Ayrılan çalışan ile gelecekte bağlantının devam etmesi için de gerekli adımlar atılır.
Çalışanların kolaylıkla iş değiştirebildikleri mevcut işe alım ortamında, istifa mektubu iletilen yönetici çoğu zaman (tabii çalışandan memnun olduğu sürece) kendi patronuna, İK’ya ve daha üst yöneticilere gider ve çalışanın işinde kalması için nasıl ücret paketinde veya çalışma şartlarında iyileştirmeler yapılabileceğinin yollarını arar. Ayrılan kişinin kalmasının hem performans hem maddi açıdan şirket için avantajlı olacaktır çünkü öncelikle bugünkü gibi rekabetçi bir yetenek pazarında doğru yeteneği bulmak zordur ve de yeni bulunan yetenek daha masraflı olacaktır.
Günün sonunda kişiye kalması için daha iyi şartlarla yeni bir teklif yapılır. Çalışan teklifi geri çevirince, işler tıkanır. Bu sefer çıkış görüşmesi için İK ile bir görüşme ayarlanır. O görüşmede ayrılan çalışanın ne kadar samimi bir şekilde yöneticisi veya takım arkadaşlarıyla olan problemlerini açıklayacağı pek tabii ki şüphelidir. Ne kadar sıkıntı yaşamış da olsa, giderken arkasında bıraktığı o kişilerin yaptıklarını açık edip başlarını derde sokmak istemez. Bir yandan da, iş dünyasının ne kadar küçük olduğunu unutmayıp, bugün beraber çalıştığı insanlarla yarın da farklı şekillerde beraber çalışma ihtimalini unutmamak gerekir. İşte bu köprüleri yıkmamak felsefesi içerisinde, ketum davranır, sıkıntılarını arkada bırakır, ilişkilerinize zarar vermeden bir sayfayı kapatıp yenisine geçmek ister.
Hadi olur da, çalışan kalması için iyi şartlarla gelen teklifi kabul ederse, çoğu zaman pişman olur. Belki yeni geçtiği şirketle mevcut şirketin verdiği paket birbirine çok yakındır ancak şirket çalışana aktardığı gibi, onu çok sevdiği, işini çok iyi yaptığı veya onu kaybetmek istemediği için iyi bir teklifle gelmemiştir. Şirketin yeniden işe alım sürecine başlamak, yeni çalışanı işe alıp yerine yerleştirmek, en az üç ay kaybetmesi anlamına gelir. Yani, işveren sizi işinizde tutarak kendini düşünür, sizi değil.
Tabii şirket içinde iyileştirilmiş teklifi kabul eden çalışan her an başka bir işe geçebileceği düşünülebilir. Patronu kendi kendine maaşını arttırmış o sayede kalmış bir maliyet merkezi olarak görebilir kendisini. Ne kadar güvenilir veya sadık olduğu sorgulanabilir. Örneğin, bir öğleden sonra, izin aldığında nerede olduğu, belki bir başka şirketle iş görüşmesi yaptığı düşünülebilir. Birçok göz tarafından hareketleri incelenecektir. Belli bir süreden sonra bu kuşkular yakın bir iş arkadaşı tarafından çalışanla paylaşıldığında yeter artık deyip o yeniden işi bırakma noktasına gelebilir.
Belki de son günlerde trend eden ghosting’in arkasında bu sebepler gizli. Hiçbir şey söylemeden gitmek. Tabii ne kadar bu hikayeler geçerli olsa da, gitmeye kararlı olan çalışan kolaylıkla kendisine verilen teklifi geri çevirip bu tür davranışlarla karşılaşmadan 2 haftalık ihbar süresini tamamlayıp gidebilir.
Blind’a göre, ghosting gitgide Cisco, JPMorgan ve Oracle gibi dev firmaların çalışanları arasında yayınlanmakta. Bu firmalarda çalışanların diğer firma çalışanlarına göre, ghosting trendine kapılma olasılıkları 2 kat yüksek görülüyor. Facebook, Indeed, Intuit ve Uber ghosting’de başı çekenler arasında. Ghosting sadece işten ayrılma şekliyle ilgili değil, işe alım süreci için de geçerli. Ankete cevap verenlerin %30’unun belirttiği gibi, ghosting bir iş görüşmesine hiçbir mazeret göstermeden gitmemek ve görüşme sürecinde şirketle iletişimi kesmek şeklinde de kendini gösterebiliyor. Bu durumlardan çok daha kötüleri de yok değil: Ankete katılan 10 profesyonelden biri iş kontratını imzaladıktan sonra işi reddettiklerini söylemiş.
İşin özü basit. Yıllardır herkesin işe alım, çalışma ve işten ayrılma alanında kabul ettikleri altın kurallar bir bir yok oluyor. Evet bugün Amerika’da ve teknoloji alanındaki işlerde çalışanın lehine dönmüş işe alım dinamikleri mevcut, bu nedenle çalışanların bir kısmı önlerine çıkan fırsatlardan sarhoş olmuş şekilde işverene gerekli özeni göstermiyor olabilir.
Ancak unutmayın ki, her rüzgarın yönü bir gün değişecektir ve de iş dünyası düşündüğümüzden de küçük bir dünya. Her endüstri kendi içinde bir topluluk ve birçok endüstri birbirleriyle bağlantılı çalışmakta. Bugün bir şirkete yaptığınız kabalık, birilerinin aklına yazılıyor ve o birileri yarın öbür gün başka bir şirkette beraber çalışacağınız kişiler olabilir. İş yaşamında trendlere kapılıp herkes yapıyor diye kendi doğanıza aykırı, örf ve adeti bozan ve size yakışmayan davranışlarda bulunmayın. Zor da olsa, istifanızı yüz yüze verin, cesaretinizi toplayıp, bir kapıyı olması gerektiği gibi kapayın ve diğer kapıyı aynı şekilde açın. İş hayatı her bir sprintin önemli olduğu bir maraton, hiçbir km’de nefessiz kalmayın.