Bir İyi Bir Kötü Bir Tane Daha İyi Haberim Var: İK’da ChatGpt Kullanımı
Jeneratif yapay zekanın iş dünyasına zararından çok faydası olacağına inandığımdan, ChatGPT gibi büyük dil modellerinin geleceğine inanıyorum. Pek tabii ki, aşılmaması gereken kırmızı çizgiler var, uygulanması gereken etik kurallar ve kuralların uygulandığını kontrol eden otoriteler olmalı ve uygulanmadığında yürürlüğe girmesi gereken yaptırımlar hızla planlanmalı ve uluslararası protokoller ile uygulanmalı.
Yapay zekanın insan kaynaklarının fayda-zarar denklemini incelemek için, geribildirim verirken kullanmayı tercih ettiğim sandviç metodunu kullanmak istedim. En basit tanımıyla, negatifi iki pozitif yorumun arasında sıkıştırmayı sağlayan sandviç metodunun, Kurumsal Psikolog Roger Schwartz gibi (Harvard Business Review makalesini okuyabilirsiniz) kritikleri olsa da, bir konunun veya performansın iyi ve kötü yönleriyle değerlendirilmesini sağlıklı buluyorum.
Öncelikle ilk iyi yorumla başlayalım: ChatGPT ve benzeri teknolojilerin günlük tekrara dayanan işlerimizde mevcut ve potansiyel faydalarına kocaman bir alkış tutmak gerekli. Etkili, doğru ve hızlı. İnsangücüne göre aldığımız faydayı bu üç sıfatla özetlemek mümkün. İnsan Kaynakları alanında, özgeçmişlerin taranması, görüşmelerin ayarlanması ve de şirkete uygun profildeki adayların yetenek, deneyim ve eğitim gibi alanlara göre seçilmesinde yapay zeka bir yaşam kurtarıcı görevi üstlenebilir. Ayrıca, adayların işe alım süreçlerinde ve mevcut çalışanların şirkette memnuniyetlerinin sağlanmasında gerçek zamanlı chat desteği vermek ve sıkça sorulan soruları cevaplamakta başarılı olabilir.
Bir anda İK profesyonellerinin gününü dolduran, fazla bir yaratıcı enerjiye ve problem çözmeye gerek olmayan bu işleri delege etmek sadece kişinin daha stratejik işler için zaman ayırmasına olanak vermeyecek, aynı zamanda insan kaynaklı hataların önüne geçecek, işe alım süreçlerindeki adilliği ve transparanlığın takip edilebilir bir sisteme oturmasını sağlayacaktır.
Adillik, transparanlık güzel ama tüm şirket verilerimizi (İK’nın çalışanlarla veya şirketle ilgili hassas bilgilerini) yapay zeka ile mi paylaşalım? Ya şirketin gizli tuttuğu know-how’ı, müşteri bilgileri vs. açığa çıkarsa? Bundan zarar gelmez mi? İşte geldik negatife. Aralarında Apple, Verizon, Spotify ve Samsung’un olduğu uluslararası şirketlerin bir kısmı bu olası tehditten korunmak için, yapay zeka araçlarının işte kullanımını yasaklamayı veya kısıtlamayı tercih etmekteler. Yapay zekanın insan kaynaklarında kullanımı kişisel bilgilerin toplanması ve analiz edilmesi anlamına geliyor. Bu da müşteri ve çalışanların kişisel verilerinin korumasıyla ilgili endişelerinin oluşmasına sebep olmakta.
Bir diğer önemli tehdit, yalan yanlış bilgilerin yayılması, yanlış kullanılması ve de şirketlere/kişilere oluşturabilecekleri zararlar. Forbes dergisinde yayınlanan makaleye göre, beş yıl içerisinde şirketlerin %80’inin içeriklerin gerçekliğini kontrol eden uzmanları olacak ve bu kişilerin görevi bilgilerin doğrulanması, yalan bilgilerin çürütülmesi ve yalan yanlış haberlerin önüne geçilmesi olacak.
İnsan Kaynakları alanında bir şirketin uygulamalarının veya iş tanımlarının doğru olmamasının veya güncellenmemiş bilgilerin yayılmasının adaylar arasında yaratacağı kafa karışıklığının yanında hukuki yaptırımları da mevcut. Hassas bilgilerin egemen olduğu insan kaynaklarında gizlilik ve güven esas. Yapay zeka kullanımının bu hassasiyetleri göz önünde bulundurarak alt yapısının inşa edilmesi, çalışan ve aday bilgilerinin korunması için güçlü önlemlerinin oluşturulması gerekli. Çok hızlı ilerleyen her teknolojide olduğu gibi, hızlı büyüme sancılarının yaşanması normal. Ancak şirketlerin de altyapı hazır olmadan gerekli savunma mekanizmalarını oluşturmalarını da saygıyla karşılamak gerekli.
Ve de ikinci iyi yorumla sandviçi tamamlayalım: Jeneratif yapay zekanın yapabilirlikleri sıkıcı işleri sizin için şipşak halletmekle kısıtlı değil. Sizin daha akıllı kararlar verebilmeniz için geçmiş verilerin oluşturduğu verileri analiz etmekte, oluşan veya oluşabilecek trendleri öngörmekte ve tüm bu analiz sonucunda, aksiyon alabileceğiniz senaryolar oluşturabilmekte. Büyük bilginin analizi size daha önce göremediğiniz büyük resmi göstermekte. Aynı şekilde, bilgilere mikroskobik detayda da bakabilmekte ve kişiye özel tercih ve ihtiyaçları belirleyerek, doğru iletişimle insan kaynaklarının çalışanlarıyla bağını yakınlaştırmasına da olanak verebilmekte.
Washington Post haberinde Baker McKenzie hukuk firması makina öğrenme departmanının direktörü Danielle Benecke şirketlerin yapay zeka ile ilgili ikilemlerini şöyle anlatmış: yapay zeka kullanmak eşittir, kaçırmaktan korkmak ile işi berbat etmekten korkmak arasında kalmak. Güzel bir özet. Teknolojiyi yasaklayıp çalışanların işlerini daha etkin ve hızlı yapmalarını engelliyorsunuz evet fişi çekerek kendinizi koruyorsunuz. Ancak rakiplerinizi işlerinizi yapay zeka hızıyla yapınca siz geride kalmıyor musunuz? Peki ya, yapay zeka kullanan rakibiniz ya tüm hassas bilgilerini ifşa ederse? İşte o da bu teknolojinin yan etkilerinden korkuyor….
Savunmada mı, atakta mı olacaksınız?