Yalancının Mumu “Çok Düşününceye” Kadar Yanar
Datassist’in katkılarıyla 17 Kasım 2015 tarihinde Dünya Gazetesinde yayımlanmıştır.
Fazla düşünmek birinin yalan söylediğini ele veren en güvenilir işaret. Konuştuğunuz kişinin doğru söyleyip söylemediğini bilmek istemez misiniz?
“Kendi Kutup Yıldızını Bul 2” adlı kitabında Nüvide Gültunca Tulgar ilham veren kısa hikâyelere yer verir. Okul Telefon Rehberi hikâyesi bir tebessümle sevdiklerimiz için uydurduğumuz bahaneleri, yalanları mizahi bir kalemle ele alır. Okulun santraline bağlandığınızda, sizi şöyle bir ses kaydı karşılar:
“İyi günler. Okulumuzun otomatik santraline ulaştınız. Lütfen aradığınız numarayı tuşlayınız. Numarayı bilmiyorsanız;
Çocuğunuzun okula neden gelmediğiyle ilgili yalan söylemek için -1’e
Çocuğunuzun ödevini neden yapmadığıyla ilgili bahaneler uydurmak için -2’ye
Yaptıklarımızla ilgili şikâyette bulunmak için -3’e” diye devam eder.
Keşke diğer alanlarda da söylenen yalanları ve uydurulmuş bahaneleri saptamak, çocuklarımız için söylediğimiz yalanları saptamak kadar kolay olsa diyebilirsiniz. Velilerin sıklıkla söyledikleri beyaz yalanları tespit etmek için yalan makinelerine ihtiyaç yoktur.
Yalan Makinelerinin Modası Geçti
Yalan makinesi veya poligraf, kişinin doğru söyleyip söylemediğini ölçmek için kişiye sorular sorulurken tansiyon, nabız, nefes alma sıklığı gibi bir takım fizyolojik değişiklikleri ölçer. Yalan makinesi 1921 yılında University of California’da okuyan bir tıp öğrencisi ve bir polis memuru tarafından icat edilmiştir.
Yalan makinesi uygulamaları filmlerden dizilere popüler kültürün eğlencesi haline gelmekle beraber, birçok psikoloğa göre bir kişinin doğru söylediğini yalan makinesi kullanarak kesin bir şekilde doğrulamak neredeyse imkânsızdır. Senelerdir psikologların yalan söylendiğini saptama konusunda ortak uygulamaları, vücut dili ve mimikler, tikler gibi üstü kapalı veya bilinçsiz ortaya çıkan işaretlerden yola çıkarak kişinin doğru söyleyip söylemediğini saptanmak üzerine dayalıdır.
Ancak, Psychology Today dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, iki yeni çalışma yalan söylendiğini tespit etmenin en güvenilir yolunun, kişiye spesifik bilgilerle ilgili sorular sorarak, sözel işler belleğini test etmek ve kişinin verdiği cevaplardaki istikrar ve hızı ölçmek olduğunu göstermekte. Kişinin belli sorularda gereğinden fazla düşünmesi yalan söylediğinin göstergesidir.
İyi Yalancıların “Sözel İşler Bellekleri” İyidir
En son ne zaman yalan söylediniz? Kendinizi iyi mi yoksa kötü bir yalancı olarak mı tanımlarsınız? University of Sheffield’den Psikoloji Profesörü Elena Hoicka’ya göre, 10 dakikanın üzerinde süren konuşmalarında insanların çoğu sosyal etkileşimlerinin beşte biri bir takım yalanlardan oluşur.
Yeni sonuçlanan bir çalışmada Hoicka ve arkadaşları, University of Florida’da, işler belleğin sözel aldatma ve çocukların yalan söylemesindeki rolünü araştırmıştır. 6 ve 7 yaşlarındaki çocukların katılımıyla gerçekleşen çalışmada, iyi yalan söyleyenlerin sözel işler belleğinin, kötü yalan söyleyenlere kıyasla daha gelişmiş olduğunu göstermektedir. İşler bellek, yeni ve var olan bilgileri tutan ve işleyen sisteme denir. Sözel işler bellek yalan söylerken önemlidir çünkü yalan söylerken kişi birçok bilgi parçasını belli bir mantık çerçevesinde birleştirmeli, kime yalan söylediğini, daha önce neyi nasıl söylediğinin bilincinde konuşmasına aksettirmelidir.
Bu çalışmaya katılan çocuklardan bir bulmaca oyunu oynamaları istenmiş ve odada yalnız bırakılarak bulmacanın arkasında bulunan cevaplara gizlice bakmaları için fırsat verilmiş. Doğru cevaplara bakıp bakmadıkları gizli kameralar tarafından kaydedilmiş. Düşük sözel işler hafızaya sahip çocuklar tuzak soruları doğru cevaplamış ancak cevaplara baktıklarını itiraf etmişler. Yüksek sözel işler hafızaya sahip çocuklar ise, daha itinalı cevaplar vermiş ve tuzak sorulara aldanmamışlardır. Bu çalışma gelişmiş bir sözel işler belleğin iyi bir yalancı olmakla bağlantısını net bir şekilde kanıtlayan ilk çalışmadır.
Fazla Düşünmek Kötü Bir Yalancıyı Ele Verir
Yalancılık üzerine yapılan bir diğer çalışmada, University of Huddersfield ve University College London’dan araştırmacı psikologlar, yalan söylendiğini saptamanın en güvenilir yolunun kişinin fazla düşünmesi olduğunu gösterir. Hoicka’nın çalışmasıyla beraber düşündüğümüzde, iyi yalancıların daha esnek ve hızlı düşünme yetisine sahip olduğuna ve üstün sözel işler bellekleri sayesinde yalan söylediklerinde gereğinden fazla düşünüyormuş gibi görünmediklerini görüyoruz. Kısacası, kötü yalancılar yalan söylediklerinde fazla düşünüyormuş gibi görünüyor.
Genellikle, bu çalışmalar katılanlara çalışmanın kandırma veya yalan söyleme üzerine olduğu söylenmez. Bunun yerine, onlardan konuşan kişinin vücut dilinden yalan söyleyip söylemediği, gergin veya endişeli görünüp görünmediği sorulur. Genel anlayış şudur; insanların yalan söylendiğini yakalamak için doğal sezgilerine başvururlar ve ‘suçlu görünen’ davranışları yakalarlar. Bazen net bir şekilde kişinin nerede veya neyle ilgili yalan söylediğini anlamasak da, vücut dili her şeyi ele verir.
Yeni deneyleri için İngiliz araştırmacılar, konuşan kişiyi dinleyen katılımcılara konuşanın seyahat anılarıyla ilgili sorulara cevap verirken fazla düşünüp düşünmediğini saptamasını istemişler. Yalan söyleyenlerin fazla düşündükleri net bir şekilde ortaya çıkmış.
Çalışmanın formatı şu şekildeymiş: Londra’da bir film stüdyosu kiralamışlar ve stüdyonun önünden geçen rastgele insanlarla bir turizm belgeseli için röportaj yapmaya başlamışlar. Öncelikle bu kişilere gerçek seyahat deneyimleriyle ilgili sorular sorulmuş, daha sonra hiç gitmedikleri yerlerle ilgili tasvirler yapmaları istenmiş. Daha sonra bir başka kişiden bu kişilerle röportaj yapması istenmiş. Gitmedikleri yeri gitmiş gibi göstererek röportajı tamamlamışlar. Araştırmacılar çalışma sonucunda yayınladıkları basın bildirisinde araştırmanın amaç ve sonuçlarını şöyle dile getirmişler:
“Kandırabileceklerini düşündükleri birine yalan söyleme fikri üzerine kurulu bir çalışma yaptık. Bir başka kişinin isteği üzerine yalan söylemeleri gerekiyordu, yalan anlık olarak kurgulanmıştı ve amacı insanları yanlış yönlendirmekti. Daha sonra dinleyicilere sorulan sorular, kandırmayla doğrudan ilişkili değildi. Örneğin, kişi cevap vermeden çok mu düşünüyor? Araştırmacı daha sonra tüm çok düşünme algılarını yalan söyleme algılarına ve az düşünme hızlı cevap verme algılarını da doğru söyleme ile bağlamaktadır.”
Sonuç: Hatasız Yalan Saptama için Daha Fazla Araştırmaya Gerek Var
Uzun düşünme yalan söylemenin fark edilmesinde önemli bir işaret olarak ortaya çıkmakla beraber, kesin yalan söylendiğinin kanıtlanması için daha fazla çalışmaya ve bulguya ihtiyaç vardır.
British Psychological Society (İngiliz Psikoloji Cemiyeti) yalan makinesinin yalanları tespit etmekteki doğruluğunu tamamıyla ret etmektedir. Yalan makinesinin yalanları yakalamasına imkân yoktur. Yalan makinesinin tek yaptığı endişeyi yakalamaktır. Öncelikle, birçok yalancı özellikle de sosyopatlar, yalan söylerken fizyolojik olarak sakin olma yetisine sahiptir. Yalan makinesinin bir diğer hatası da, yalan söylemenin endişeyi arttırdığını farz etmektir. Çoğu zaman durum tam tersidir. Doğru söylemek çoğu zaman yalan söylemekten çok daha endişe veren bir süreç olabilir.
Yalan tespit etme yöntemlerinin evrensel somut ve soyut aldatma ve yalancılık işaretleriyle bağdaştırılması gereklidir. Bu yeni çalışmaların ışığında, kişilerin sözel işler belleğinin üstünlüğü ve baskı altında rahat olma yetisi iyi yalancıların öne çıkan özellikleri arasındadır. Henüz yeni bir bulgu olarak kabul edilmekle beraber, fazla düşünmek yalancının yalanını ortaya çıkaran en önemli işaret olarak görülmektedir.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 17.11.2015 tarihinde yayınlanmıştır.