15 49.0138 8.38624 1 0 4000 1 https://hrpozitif.net 300 true 0

HR+

akilli sozler

Akıllı İnsanların Asla Söylemediği Kelimeler

0 Comments

akilli sozler

 Bazı şeyleri işyerinde asla söylememek gerekir çünkü bu cümlelerin adeta özel güçleri vardır.

Öyle kelimeler düşünün ki özel güçleri olsun. Haklı olsanız da, bu kelimeleri doğru yerde ve zamanda hakkını vererek kullansanız da, kendinizi kötü bir duruma düşürürsünüz. İşin en kötü yanı da, ağzınızdan bir kez çıktı mı, bu sözleri hiçbir zaman geri alamayacağınızdır.

akilli sozler

 

Bazı şeyleri işyerinde asla söylememek gerekir çünkü bu cümlelerin adeta özel güçleri vardır.

Öyle kelimeler düşünün ki özel güçleri olsun. Haklı olsanız da, bu kelimeleri doğru yerde ve zamanda hakkını vererek kullansanız da, kendinizi kötü bir duruma düşürürsünüz. İşin en kötü yanı da, ağzınızdan bir kez çıktı mı, bu sözleri hiçbir zaman geri alamayacağınızdır.

Burada kastettiğimiz ağzımızdan kaçan gaflar, yanlış anlaşılmaya açık şakalar veya söylenmemesi gereken şeylerin ötesindedir. Bazı kalıplar vardır ki, daha inceden inceye olmakla beraber, sizi yetersiz ve kendine güvenmeyen biri gibi gösterebilir ve profesyonel imajınıza büyük zarar verebilir.

Ne kadar yetenekli veya başarılı olursanız olun, bu cümleler çevrenizdekilerin sizi nasıl gördüklerini etkiler ve birden olumsuz bir algı yaratmanıza sebep olur. Bu basmakalıp cümleler yüzünden dikkate alınmazsınız ve kısa evrede kariyeriniz zarar görür.

Çok satanlar listesinde olan Emotional Intelligent, 2.0 kitabının yazarı Dr. Travis Bradberry, Linkedin’de yayınladığı yazısında, akıllı insanların ağızlarına bile almamaları gereken sözlerin listesini veriyor.

 Nedir bu basmakalıp cümleler?

“Bu her zaman böyle yapılmıştır”

Teknolojiyle beslenen değişim çok hızlı gelişir, örneğin 6 aylık bir süreç hızla gündem dışı kalabilir. Kısacası, günümüz çalışma hayatında “Bu hep böyle yapılır.” gibi bir söylem düşünülemez. Bu söylem aynı zamanda sizi tembel gösterecektir, değişime direndiğinizi, ayak uydurmak veya değişime şekil vermek yerine, olduğunuz yerde durmak istediğinizi düşündürecektir. Yöneticileriniz yeni şeyler denemek için gerekli eforu harcamadığınızı hissedecektir. Eğer gerçekten de hep işinizi aynı şekilde yapıyorsanız, zamana ayak uydurmanız ve daha etkili yöntemleri deneme zamanınız geldi demektir.

“Bu benim suçum değil”

Hiçbir zaman suçu başkalarına atmak tercih edilmemelidir. Sorumluluk almayı, yeri geldiğinde yapılanlarla ilgili suçu üstlenmeyi bilmelisiniz. Yapılan hatada veya meydana gelen başarısızlıkta eğer ki herhangi bir payınız varsa, küçük de olsa, kabullenin, hatayı üstlenme yürekliliğini gösterin. Eğer yapılan hatayı kabullenmek içinize sinmiyorsa, objektif bir açıklama yapın, sayılar üzerinden konuşun, patronunuza ve iş arkadaşlarınıza yeterli bilgi verin ki, kendileri kimin bu sonuçta ne kadar payı olduğunu görsünler.

Suçlu olduğunu düşündüğünüz kişileri parmakla göstermek sizi kötü gösterecektir. Sizin, yaptığınız hataların sorumluluğunu almaktan uzak, cesareti olmayan biri olduğunuzu ve suçu başkalarına attığınızı düşündürecektir. Bu durum herkesi gergin yapar. Bazıları sizinle çalışmak istemez, diğerleri ise atak davranıp ilk suçu size atan olmak isterler.

Yapamam”

“Yapamam” ile “Bu benim suçum değil” adeta ikiz kardeşlerdir. Kimse yapamam kelimesini duymak istemez çünkü kendilerine söylenildiğinde duydukları “Ben bunu yapmam.” dır. Bir diğer deyişle, yapabileceğiniz bir şeyi keyfi olarak, üşendiğiniz için veya zor geldiği için yapmaktan kaçındığınızı düşünürler. İşinizle ilgili yapamam dediğinizde aynı zamanda işinizin gereklerini yerine getiremediğiniz düşünülebilir. Eğer gerçekten bilmediğiniz bir konu söz konusuysa, o zaman yapabileceğiniz bir alternatif çözüm sunmalısınız.

Neyi yapamayacağınızın üzerinde duracağınıza, neyi nasıl yapabileceğinize odaklanın.

Örneğin, bu gece mesaiye kalamam diyeceğinize, bu gece 7 gibi evde olmak zorundayım ama 9’dan sonra evden çalışıp işleri toparlayabilirim veya yarın sabah birkaç saat erken gelip, toplantıdan önce her şeyi hazır ederim diyebilirsiniz. Bu durumda karşınızdaki kişiye işinizi yapmak için istekli olduğunuzu, alternatif çözümler aradığınızı ve yapılması gerekeni kendi yöntemlerinizle yapabileceğinizi gösterirsiniz. Bu gibi bir rapor çıkaramam diyeceğinize henüz böyle bir analiz yapmadım, bu raporu çıkarmayı kimden öğrenebilirim böylece bir sonraki sefere kendim de yapabileyim diyerek yapıcı bir yaklaşım göstermelisiniz.

Ama bu haksızlık”

Herkes hayatın haksızlık ve adaletsizliklerle dolu olduğunu bilir. Ama bu haksızlık dediğinizde sanki hayatın adil olduğuna inanıyordunuz da hayal kırıklığına uğradınız gibi anlaşılır. Yani, insanlar sizin saf ve toy olduğunuzu düşünebilirler. Eğer bu duruma düşmek istemiyorsanız, verilere dayalı bir konuşma yapın, görüşünüz duygusal değil, sayısal bir dayanağın sonucu olsun. Örneğin, çok istediğiniz bir projeye sizin yerinize başka birini atadılar. Yöneticinize bu kararıyla ilgili yaklaşırken, yapmanız gereken, neden ben değil demek yerine, bu kararın arkasındaki nedenleri sormak ve bu nedenleri sormanızın kendinizi nasıl geliştirebileceğinizi görmek açısından önemini vurgulamaktır. Hangi açılardan ben uygun görülmedim, neleri değiştirirsem benzer bir projeye uygun görülebilirim diye mutlaka sorun.


“Böyle bir iş benim iş tanımımda yok”

Bu sözün tercümesi şudur, ben iş tanımında ne varsa onu yaparım, ekstra hiçbir sorumluluk istemem, en az işi yaparak maaşımı almaya bakarım. Bu bakış açısı işinizi korumanız için pek de akıllıca olmayabilir. Bu benim iş tanımımda yok dediğiniz bir görevi patronunuz size veriyorsa, o işi hızla tamamlamasınız. Unutmayın ki yöneticileri onlardan hangi işi isterse anında yapacak genç bir nesil iş bulmak için canla başla çalışıyor. Tabii sizinle uzaktan yakından ilgisi olmayan birçok iş bir şekilde sizin sorumluluğunuz haline geliyorsa, buna dur demek istemeniz de çok normal. Bu konudaki sıkıntılarınızı doğrudan patronunuzla konuşun. Şirket ve departman içindeki rolünüz nedir, sizinle ilgili beklentiler nelerdir, bu ekstra işler şirket için ne gibi bir önem taşıyor, ve de tabii bu işler gününüzün büyük bir bölümünü alıyorsa, bu yeni görevler iş tanımınıza bir an önce yansımalı, değil mi? Patronunuzla açık açık konuşun hem sizin hem de yöneticinizin kafasında bu ekstra işlerin yeri netleşmiş olur.


“Bu saçma bir fikir olabilir” veya “Aptalca bir soru soracağım”

Bu söylemler adeta bir bıçak gibi söyleyenin göğsüne saplanır ve kişinin inandırıcılığını yok eder.

Bu sözleri sarf ettikten sonra muhteşem bir fikirle gelseniz bile, artık olan olmuştur. Fikriniz değerini kaybedecek, sizi dinleyenler kendinize güvenmediğinizi düşünecektir. Eğer gerçekten neden bahsettiğinizi bilmiyorsanız, bilmediğinizi söyleyin. Bu konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip değilim, araştırıp size geri döneyim demeniz yeterlidir. Herkesin her şeyi bilmesi mümkün değildir. Biliyormuş gibi yapıp insanın kendi kendini aldatmasına gerek yoktur. Bilmeyen biliyormuş gibi yaparken mutlaka kendini ele verir. Dürüst olun. Daha büyük sempati ve güven kazanırsınız.  

Deneyeceğim”

Sanki kendinizden emin değilsiniz, bakalım bir deneyeyim ama  emin de olamıyorum diyorsunuz. Yetenekleriniz, bilgi birikiminiz ve deneyiminiz yeterli olmayabilir sinyalini veriyorsunuz. Eğer sizden bir şey yapmanız isteniyorsa, ya yapacağınıza söz verin ya da alternatif sunun, ama deneyeceğinizi söylemeyin. Karşınızdakine pek de uğraşmayacakmışsınız izlenimi verirsiniz.

Bir dakikalık iş” 

Bir işin 1 dakika süreceğini söylemek çoğu zaman pozitif anlaşılmayabilir, sizin çok hızlı iş bitirdiğinizi, zorlayıcı bir işin dahi kısa sürede tamamlanabileceğini düşündürmeyebilir. Aksine, işleri üstün körü, acele acele yaptığınız izlenimini verebilir. Gerçekten bir işi 60 saniye içinde bitiremeyecekseniz, bu deyimi kullanmayın. Fazla uzun sürmez diyebilirsiniz ancak yapılacak işin çok da basit olduğunu ve çok kısa sürede bitirilebileceğini vurgulamayın. Bir aksilik olup da öngördüğünüz zamandan uzun sürede teslim etmeniz söz konusu olduğunda siz kötü duruma düşersiniz. Oysa kendinize biraz daha fazla zaman tanıyıp, bitirebileceğinizden biraz daha uzun bir teslim tarihi verirseniz, önce işi bitirdiğiniz durumda, takdir toplarsınız.

isimi sevmiyorum

 Bu işten nefret ediyorum”

İşyerinde kimsenin duymaktan hoşlanmayacağı bir sözdür “Bu işten nefret ediyorum.”. Herkesin kendine göre sorunları, işleriyle ilgili sevmedikleri şeyler olabilir ama bu etrafta dolaşıp, işi, müşterileri veya yöneticileriyle ilgili ileri geri konuşmanızı gerektirmez. Bunu yaparsanız, işyerinde negatif bir insan olarak algılanırsınız. Takımın moralini düşürür, işlerin ilerlemesine, insanların birbirleriyle iyi anlaşmasına engel olan biri olarak fişlenirsiniz. Hiçbir şirket böyle insanlarla çalışmak istemez. 

Tembel kifayetsiz adamın tekidir.”

Gerçek bile olsa, beraber çalıştığınız birini bu şekilde tanımlamak doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Eğer iş arkadaşınız zaten bu tanıma uyan biriyse, bunu er ya da geç herkes anlayacaktır, sizin bunu açık açık söylemenize gerek yoktur. Eğer ki, bu söylediklerinizde gerçeklik payı yoksa, bu sözler size olduğu gibi geri dönecek ve sizin sözleriniz olarak sizinle özdeşleştirilecektir.

Bu kalıplaşmış, farkına varmadan gün içinde kullanabildiğimiz sözlere dikkat edin. Kendinizi bu sözleri veya benzerlerini söylerken bulursanız, kendinizi düzeltin, söylememe çabasına girin.

Depositphotos 11204621 original
Previous Post
Mevcut İşinizde Kalmanız için 7 Geçerli Sebep
Kitaplar
Next Post
CEO’ları Okudukları Kitaplarla Tanıyalım

0 Comments

Leave a Reply