15 49.0138 8.38624 1 0 4000 1 http://hrpozitif.net 300 true 0

HR+

Beş duyunuz ile odaklanın

0 Comments

Beş duyunuzla odaklanın. Odaklanarak iç enerjinize ulaşır, verimli çalışır, büyük başarılar yakalarsınız.

Aynı zamanda birden fazla işle ilgilenmek başarıyı tehlikeye atar. Bir işle yüzde yüz konsantrasyon ile ilgilenmek yerine, zamanımızı ve kaynaklarımızı birden fazla işe böldüğümüzde aynı verimi alamayız, bir işle uğraşırken diğer işler aksar, her alanla aynı titizlikle ilgilenmek mümkün olmaz. Aynı atasözümüz bir koltuğa iki karpuzun sığmayacağı gibi..

Çok başarılı insanlar konsantre olma konusunda üstün yeteneğe sahiptir. O ana ve sadece yaptıkları işe odaklanırlar. Etraflarında olan biten diğer şeyleri adeta silerler. Bu odaklanma belli periyotlardan oluşur ve periyotların bir araya gelmesiyle gün içinde geçirilen verimli zamana dönüşür. Hergün birbirine benzer bir rutini takip ederek, kendilerini zirvede tutmayı sağlayan formülü geliştirerek uygularlar. Örneğin, dünyanın en iyi futbolcusu olarak anılan geçtiğimiz günlerde eski takımı Manchester United’a yılda 26,5 milyon pound ücretiyle transfer olan Cristiano Ronaldo haftada 5 gün 4 ila 5 saat antrenman yapıyor. En başarılı değer yatırımcısı Warren Buffet günlük rutinine çok sadık. McDonalds’tan sabah kahvaltısı, her gün kısa egzersiz, tüm gün finansal raporlar, gazeteler ve kitap okumakla geçen mesai saatleri, 5 ila 6 arası işten çıkmak, az 8 saat uyku… Sonuç, başarılı yatırım kararları ve son gününe kadar çalışmaya ant içmiş bir Warren Buffet!

Bir de, birçoğumuzun üstün yetenekli insanların averaj insana göre daha az eforla başarıya ulaşabileceğine dair yanlış bir algısı var. Aksine. üstün başarı için üstün yeteneğin her performansında kendini geçmesi gerekli. Yani, daha çok çalışması, daha akıllıca çalışması, strateji geliştirmesi. J.K. Rowlings’in Harry Potter serisinin ilk kitabını yazması 6 senesini almış, Lord of The Rings serisini 16 yılda yazmış J.R.R Tolkien. Victor Hugo’nun Sefiller’i yazması 12 sene sürmüş. Her yazar kendi hızlarında, yaşamlarının izlediği yolda, kimi zaman keskin virajlarla, kimi zaman sakin huzurlu günlerle romanlarını kurar, ince ince karakterleri ve karakterin maceralarını tasarlar. Kimi zaman aynı karakteri yüzlerce kez kafalarında oynar, farklı niteliklerini öne çıkarır, kurguyu kahramana göre oturtur, kendi kurdukları dünyayı içlerine sinene kadar yeniden yazarlar. Yazar tekrar tekrar yazarak dünyasının inceliklerini okuruna anlatır.

Bir de bu alanlarında zirveye erişmiş insanların ne yapmadıklarına göz atalım. Forbes dergisinde yayınlanan başarılı insanların yapmadıkları ortak özellikler listesi oldukça enteresan:

  • Hiçbir zaman dikkatlerini odaklanmaya vermezler. Son dönemde yapılmış çalışmalar, odaklanmak ve odağı kaybetmemenin en etkili yolunun odaklanmaya uğraşmamak olduğunu göstermekte. Örneğin, 200 milisaniye ya da bir göz kırpması süresince dikkat dağılmasının 40 dakikalık odaklanma sorununa dönebileceği öngörülmekte. Dikkat dağılmasının başka zararları da var: fiziksel enerjimizi çeken ve beyin gücümüzü tüketen cinsten. Diğer yandan, rastgele dikkat dağıtıcılardan uzaklaşmak için alınan pozisyonlar enerjimizi yeniden toplamamıza ve odağımızı kazanmamıza yardımcı oluyor. Bilgisayarınızda çalışırken birçok pencerenin açık olması ve işten işe atlamak, zaman zaman sosyal medyaya bakmak etkili çalışmanın en büyük düşmanı olabiliyor.
  • Olumsuza odaklanmazlar. En sıkıcı işleri en ilginç şekilde anlatırlar. Illinois Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, insanlar sadece ilgilerini çeken konulara odaklanabilir. Eğer ki konuşulan konu sıkıcıysa, kolayca ilgimizi kaybeder, dinlemeyi bırakırız. Oysa, iş hayatımızı düşününce, yapmamız gereken her işin heyecan verici olması fazla iyimser ve de gerçek dışı bir beklenti olur. Odaklı insanların akıllı bir şekilde bahsettikleri konuyu ilgi çekici bir şekilde anlattıklarını görürüz. Örneğin, müşteriniz tarafından yazılmış, uzun, imla hatalarıyla dolu bir metni düzeltmek editörlük yetilerinizi geliştirecek, sizden sonra okuyanların işlerini kolaylaştıracaktır. Kendinize sıkıcı işi ne amaçla yaptığınızı pozitif yönleriyle hatırlatırsanız, işi daha motive bir şekilde yapabilirsiniz.
  • Hedefsiz iş yapmazlar. Net hedefler koymak yaklaşık sonucu %30 oranında pozitif etkilemekte. Hedefiniz varsa, bir o hedef net bir şekilde konulup, takımınıza iletildiyse, oyuna kazanmak üzere başlarsınız. Hedeflerin zorlayıcı ancak ulaşılabilir olmaları çok önemlidir. Böylece, ilerlemeyi körüklerler, kişinin başarı için umutla uğraşmasını sağlarlar.
  • Sadece işte başarıyı değil, Beden-zihin-ruh hali bağlantısını dikkate alırlar. Dikkati toplamanın sadece çalışma konuları değil, bedenleri, zihinleri ve duygu durumlarıyla yakından ilgili olduğunu bilirler. İyi uyumanın, sağlıklı beslenmenin, duygun ve düşüncelerin dikkatlerini etkilediğini bilir, yaşamlarını denge üzerine kurmaya çalışırlar.
  • Elektronik araçlarla aralarına mesafe koyarlar. Hepimizin etkisini hissettiği gibi, bilim de hayatımızdaki akıllı aletlerin dikkatimizi dağıttığını kanıtlamakta. Bir yandan toplantı yaparken, mesaj cevaplamak, e-maile bakmak, pek tabii ki konuşulanlarla dikkatimizi vermemizi engelliyor ancak bunun da ötesinde bir kayıp mevcut. Beyin alanında araştırma yapan bilim insanları birden fazla teknoloji kullanarak birçok işi aynı anda yapmanın beynin gri maddesini küçülttürdüğünü göstermekte.

İnovatörlerin atası dahi Leonardo Da Vinci başarıyı tüm duyularımızla yaptığımız işe kendimizi vermeye bağlar. İyi bir konsantrasyon tanımı olan beş duyuyla o an yaptığımız işe odaklanma seviyesi ortalama insanın çoğu zaman yakalayamadığı bir seviyedir. Da Vinci’ye göre, insanların çoğu bakmadan görmeye, duymadan dinlemeye, tat almadan yemeye, koku almadan nefes almayan düşünmeden konuşmaya alışmıştır. Verimli iş yapmak için, gözleriniz görmeyi, kulaklarınız duymayı, diliniz tat almayı, burnunuz koklamaya, beyniniz düşünmeyi ve anlamayı gerçekleştirmelidir. Da Vinci’nin resim yaparken, sadece resme konsantre olduğu, resmin dışındaki hiçbir şeyi görmediği, duymadığı ve hissetmediği, resmiyle tamamen bütünleştiği yazılmış çizilmiştir. 

Hepimizin gerçekleşmeyi bekleyen büyük bir potansiyeli var. Bu potansiyeli kullanabilmek için ise, beynimizi tek konuya odaklamamız gerekli. Ancak üstün bir konsantrasyon düzeyinde, potansiyelimizi kullanmamız, iç enerjimize erişmemiz ve verimli işler çıkarmamız mümkün. Eşine az rastlanan eserler yapan sanatçılar, büyük keşifler yapmış bilim adamları, inovasyonları hayata geçiren girişimciler çalışırken yüksek konsantrasyon seviyelerine erişenler. Duyularınızı açın ve odaklanın, başarı sizi takip edecektir.

Previous Post
İnovatör Doğa Bilimci Televizyoncu: Sir David Attenborough
Next Post
Tavşanlar Napolyon’u Bozguna Uğratınca

0 Comments

Leave a Reply