15 49.0138 8.38624 1 0 4000 1 http://hrpozitif.net 300 true 0

HR+

Deepfake Dali’yle Müze Gezmek

0 Comments

Sanatçılar eserleriyle ölümsüzleşir. Eserleriyle kendilerinden sonra gelen nesillerle iletişim kurar, dönemlerini irdeleyen düşüncelerini bugüne taşır, zamanı aşan evrensel değerlerin altını çizer ve dünyaya bizlerin gözlerinden anlam kazandırırlar. Bir müzeyi gezerken aklımdan hep acaba ressam bu resimde ne anlatmak istemiş, nereden ilham almış, hangi duygu durum içinde o tuvalin başında oturmuş, ne kadar zamanda eseri tamamlamış gibi birçok soru geçer. Keşke karşımda olsa da, sorabilsem derim. 

Florida’daki Dali Müzesi ziyaretçilerine tam da bu deneyimi vaadediyor. Hemen müzenin girişinde, tuvalinin önünde çalışırken sizin içeri girdiğinizi gören Dali, ayağa kalkıyor, size yaklaşıyor ve müzeye hoşgeldiniz diyor. 

İspanyol aksanıyla İngilizce konuşan Salvador Dali kanlı canlı karşınızda, sanki sizinle Zoom’dan video konferansı yapacak kadar gerçek. Sesi, tavırları, duruşu gerçeğe o kadar yakın ki. 

30 yıl önce ölen Dali, 115. doğumgününde jeneratif yapay zeka (generative AI) veya derin yapay (deepfake) teknolojisiyle eserlerinin yanında “insan olarak” ölümsüzleşmiş. Bu yapay zeka teknolojisi ile Dali’nin 5000’den fazla videosunu incelenmiş, nasıl ağzının oynadığı, konuşurken kaşlarını oynattığı, her bir miniğini bu videolar hazırlanırken dikkate alınmış. 1000 saatlik makina öğrenme sonucunda Dali’nin gerçeğe en yakın versiyonu dijital olarak yaratılmış. Müzenin farklı galerilerine konulmuş ve 125 videoya ayrılmış içeriklerle Dali 45 dakika size kendini ve eserlerini anlatıyor. Etkileşimli sistem sayesinde, 190,512 olası kombinasyon içinden yaptığınız seçimlerle Dali’yle özel zaman geçirip merak ettiklerinizi sanatçının kendi yorumuyla dinliyorsunuz. Müze ziyaretinizi bitirdiğinizde Dali sizinle selfi çekiyor ve selfiyi sizinle dijital olarak paylaşıyor.

Yani, müzeyi her gezen Dali’yle farklı bir diyalog kuruyor ve merak ettiği yönlerini öğreniyor. Netflix’in fütürist dizisi Black Mirror’dan fırlamış bir müze gezme deneyimi. 

Sanatını anlamak için önce sanatçıyı anlaması gerekli sanatseverlerin. Sanatçının  yaşamını, kişiliğini, şartlarını, yaşadığı coğrafyayı bilmeden, o resmi neye tepki olarak yaptığını anlamamız neredeyse imkansız. Böyle bir bilgi edinmek için ise, özel bir merakımız ve saatlerce zamanımızın olması gerekli herhangi bir müzeyi ziyaret etmeden. Oysa, çoğumuzun ne zamanı, ne dikkati, ne de yeterli derecede ilgisi var böyle bir hazırlık yapmaya. Kısa zamanda çok işler yapmak, hızlı öğrenmek ve farklı deneyimler yaşamak istiyoruz.

İşte jeneratif yapay zeka burada büyük fark yaratıyor. Derin öğrenme ve yapay (fake) görsel, video ve ses üretme biraraya geliyor ve dijital dünya daha da katmanlı bir şekilde karmaşıklaşıyor. Teknoloji geliştikçe ve kalitesi arttıkça, bu fake’leri gerçeklerinden ayırmak güçleşiyor. Tom Cruise’nın TikTok’ta trend olan (@deeptomcruise) golf oynarken videosuna rastlamışsınızdır, gerçek ve fake Tom Cruise’u ayırt etmek zor. 

Deepfake teknolojisi IT dünyasının teknik adamlarından bilgisayar veya akıllı telefon kullanan herkesin erişebildiği bir teknoloji haline geliyor. Hem kullanımı kolay, hem hesaplı, hem de üretilen içerik gerçeğe çok yakın. Öyleki internet üzerinde birkaç resminiz varsa, deepfake içeriğiniz üretilebiliyor. Ne kadar çok görsel ve video, o kadar gerçeğe yakın içerik üretmek mümkün.

Bilginin ışık hızıyla yayıldığı bu dönemde, dezenformasyon önemli tehditler oluşturmakta. Ünlü kişileri deepfake teknolojilerinin hedefi olduğunu ve gerçek olmayan videolarla suçlandıklarına şahit oluyoruz. Deepfake içerikler yalan yanlış haber yaymak, kişilere sanal saldırılarda bulunmak, kamu görüşünü etkilemek gibi alanlarda büyük tehditler oluşturuyor. Ülkemizde seçim sürecinde de benzer montajları sosyal medyada görebiliyoruz. 

Deep Tom Cruise içerik üreticilerinin yaptığı gibi, fake görsellerin ‘fake’ olarak tanımlanması ve içeriği izleyenlerin bu bilinçle o içeriği izlemeleri en temel kural. Kötüye kullanım hem ülkelerin uygulayacakları kanunlar hem de görsellerin deepfake olup olmadığını kontrol eden AI sistemleriyle kontrol edilmeli. Büyük tehditleri de beraberinde getiriyor deepfake teknolojisi. Evet, kanunlar deepfake’in kötüye kullanımını önlemeli ancak ifade özgürlüğünü kısıtlamamalı. 

Amerika, Avrupa Birliği, Çin ve Güney Kore’de deepfake’in kötüye kullanımını engellemek için bazı yasalar var ancak deepfake teknolojisi hızla gelişmekte olan yeni bir teknoloji olduğundan bu yasaların genişletilmesi, detaylandırılmalı ve yaptırımların güçlendirmesi devam eden bir süreç. Çin Ocak 2023’te deepfake üzerine kanunu genişletti. Yeni kanuna göre, deepfake’i yapılan kişiden izin almak ve dijital imza almak zorunlu hale geldi. Ayrıca, deepfake hizmeti veren şirketlerin deepfake kullanarak söylentilerin ve yalan haberlerin yayılmasını engelleyecek politikalar belirmeleri istenmekte. Tabii en büyük zorluk sanal dünyada anonim olarak üretilen bu gibi içeriklerin üreticilerinin sorumluluk almaması, çoğu zaman da kimliklerini en iyi şekilde gizlemeleri. Uygulamaların vakadan vakaya ilerleyeceği ve vakaların değerlendirilmesinin küresel anlamda emsal teşkil edeceği öngörülmekte.

Dali’yi deepfake teknolojisiyle ölümsüzleştiren Goodyear Silverstein & Partners reklam ajansı yapay zeka teknolojisini farklı alanlarda faaliyet gösteren müşterileri için kullanmakta. Reklam, pazarlama, eğitim, içerik yönetimi, insan kaynakları ve diğer administratif alanlar için jeneratif yapay zekanın kullanımı gün geçtikçe daha çok şirket tarafından test edilmekte, bu alanda yatırımların artmasına ve kullanımın yaygınlaşmasına yol açmakta. 

Deepfake teknolojisi farklı uzmanlıklarda nasıl kullanılabilir, verimliliği nasıl arttırabilir, dünyanın farklı yerlerinde değişik kullanımlarından haftaya yazımda bahsedeceğim. İyi haftalar.

Previous Post
Empati ile İnsanların Yaşamına Dokunanlar
Next Post
Deepfake Online Alışverişin Kırılma Noktasında 

0 Comments

Leave a Reply