Japon Şirketler Depreme Nasıl Hazırlanıyor?
Japon insanı depremi topraklarının bir özelliği olarak kabul etmiş ve yaşamlarını depreme göre planlamayı prensip edinmiş bir toplum. Evlerden, okullara, iş merkezlerine, fabrikalar, gökdelenlere her bina depreme dayanıklılık ilkesine göre planı yapılmış, teknolojinin ilerlemesiyle dayanıklılık daha da geliştirilmiş ve deprem can ve mal varlıklarına zararı minimuma indirgemek üzerine tasarlanmamış yapılar.
En iyi uygulamaları ile örnek gösterilen Japon şirketleri, Toyota, Sony ve Honda’nın çalışanlarının can güvenliğini sağlamak, deprem durumunda iş faaliyetlerine kesinti vermemek ve deprem yüzünden meydana gelebilecek yangın gibi yan felaketleri engellemek için detaylı önlem planlarını devreye koymaktalar.
Depreme Dayanıklı Sağlam Bina
Öncelikle bu firmaların ofisleri, fabrikaları sağlam binalar. Japon şirketleri, ülkelerindeki deprem yönetmelikleri gereğinin de ötesine giderek, belli teknolojik yöntemleri uygulayarak depreme dayanıklı binalar inşa etmekteler. Bu depreme dayanıklı binaların bir kısmı tahta ve kâğıt gibi hafif malzemelerden yapılmakta. Bu malzemeler hafif ağırlıklarının yanı sıra, sismik enerjiyi emmek ve dağıtmak özelliğine de sahip. Bu sayede depremin hissedilen büyüklüğü ve hasarı azaltılabilmekte. Depreme dayanıklı mimaride, bir diğer önemli özellik esneklik. Düşünülenin aksine, depremden az zarar görmek için, deprem olduğunda sımsıkı sabit duran yapılar yerine, depremin sarsıntılarına göre hareket edebilen tasarımlar tercih edilmekte. İnşaatta kullanılan eklem ve bağlantı bölümleri de depremden çıkan sismik enerjinin emilmesine ve binanın zarar görmeden sarsıntıya paralel olarak hareket edebilmesine yardımcı olmakta. Bu sayede bina yıkılmaktan korunmakta.
1996 yılında Japon mimar Yoshinobu Ashihara tarafından inşa edilen Sony’nin Tokyo’daki merkez binasında benzer teknikler kullanılmış. Bina hafif çelik iskelet yapısı üzerine oturtulmuş, merkezi bir avlu ile açık çalışma düzenini destekleyen modern bir işyeri görünümünde tasarlanmış. Aichi ilinde bulunan Toyota kampüsünün 2019’da inşa edilen yeni merkez binası da hafif çelik iskelet yapının üzerine kurulmuş. Binada merkezi avluya açılan bir açık kat planı ve çalışanların sosyalleşmesi için çatı katı bahçesi mevcut. Hem modern çalışma ortamının gereği takım çalışmasının kolaylıkla yapılabileceği açık alanlara yer verilmiş, hem de estetikten vazgeçmeden deprem önlemleri alınmış. Çelik donatılı beton tekniğiyle yapılan binalarda kullanılan betonun dayanıklılığının arttırıldığını ve çatlama gibi hasarlara karşı güçlendirildiğini görüyoruz. Japonya’daki en büyük müteahhitlerden Mitsubishi Estate, Mitsui Fudosan ve Kajima Corporation birçok büyük ölçekli binanın yapımında sağlam, dayanıklı ve yangına dirençli özelliklere sahip donatılı beton sistemini tercih etmiş. Örneğin, Mitsubishi’nin Tokyo’da inşa ettiği 37 katlı ofis binası Marunouchi, Mitsui’nin gene Tokyo’daki Gate City Osaki binası ve Kajima’nın yaptığı popüler bir turist destinasyonu olan Tokyo Kulesi hep çelik donatılı beton sistemiyle depreme dayanıklı binalar.
Temel izolasyonu Japonya’da depreme dayanıklı bina yapımında sıklıkla kullanılan etkili bir teknik. Binanın üstyapısını temelden ayıran esnek bir bağlantı ve izolatörler sayesinde, deprem sırasında yapı zemin hareketlerine uyum sağlamakta ve titreşimler daha az hissedilmekte. İzolatörler sayesinde, depremde binanın temelindeki yüksek frekanslı titreşimler emilir ve binanın üstyapısına daha az sayıda titreşim iletilir. Bu sayede, can ve mal güvenliğini daha etkin bir şekilde korumak amaçlanır. Japonya’nın en yüksek kulesi Tokyo Skytree’de ve Dubai’nin meşhur gökdeleni Bur Khalifa’da temel izolasyonu tekniği kullanılmıştır.
Planlama, Eğitim, Tekrar
Sağlam binada yaşamak ve çalışmak yetmiyor. Depremle ilgili sağlam bir bakış açısına sahip olmak lazım. Japon’lar deprem bölgesinde yaşama gerçeğini kabul edip, depreme dayanıklı binalarda deprem planı üzerine rutin deprem eğitimleri alarak, deprem anını simüle eden tatbikatlar yaparak hazırlanıyorlar. Bakış açıları deprem olursa, ne yapacağız değil, deprem olduğunda ne yapacağız. Bu toplum bilinci küçük yaştan itibaren eğitimle aşılanıyor Japonya’da. Aileden, okula, mahalleye, belediyeye, illere, ülke geneline. Her ilin, mahallenin, ailenin bir deprem planı var, elinin altında bir deprem çantası hazır. Pandemi döneminde nasıl maskemiz bir uzantımız haline gelmişti, aynı şekilde deprem bölgesinde yaşayan Japon’lar deprem hazırlıklarını hep ulaşılır yerlerde tutuyorlar. Deprem planı, okulda da, işte de, evde de birbirine paralel. Nerede ne zaman olacağını bilmediğimiz gibi, nerede olursak canımızı korumamız esas.
Şirketlerin önceliği de çalışanlarının güvenliği. Deprem anında çalışanların nasıl hareket etmesi gerektiğini çok iyi bilmesi deprem eğitimleri ve habersiz ve belli aralıklarla yapılan deprem tatbikatları ile sağlanmakta. Deprem alarmının çalınmasıyla çalışanlar deprem oluyormuş ciddiyetinde kendilerini güvenli bir konuma getiriyor ve binayı önceden belirlenmiş güvenli çıkışlardan acele etmeden boşaltıyorlar. Deprem alanına ulaşıldığında deprem sorumlusu kişi yoklama gerçekleştiriyor. Deprem durumunda devreye girmesi gereken back-up sistemleri test ediliyor. Tatbikatın sonunda, nelerin iyi gittiği, hangi alanların gözden geçirilmesi gerektiği değerlendiriliyor ve iyileştirmeler yapılıyor.
Deprem planı eğitim ve tatbikatlarla çalışanların iş sorumluluklarının bir parçası. Unutulmamalı ki, tatbikat sırasında birçok çalışana zaman kaybı gibi görünen bu çalışma ve çalışma sonucunda yapılan bu iyileştirmeler bir sonraki depremde yaşam kurtarabilir.