“GPT’nin Gücü: Yapay Zeka İçerik Oluşturucular İçin Oyunu Değiştiriyor”

Bir içerik oluşturucu olarak, yazmanın zor iş olduğunu biliyorsunuz. İzleyicinizle uyumlu, ilgi çekici içerikler oluşturmak zaman, çaba ve yaratıcılık gerektirir. Ancak size, yazma sürecinizi optimize etmenize ve daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde daha iyi içerikler oluşturmanıza yardımcı olacak yeni bir araç olduğunu söylesem ne dersiniz?

Bu araç GPT (Generative Pre-trained Transformer). GPT, belirli bir prompt veya girdiye dayanarak insan benzeri metinler oluşturabilen bir yapay zeka türü. Başka bir deyişle, insan gibi yazabilir, ancak çok daha hızlı ve daha az çaba harcayarak.

Şimdi, ne düşündüğünüzü biliyorum. “Ama Seth, bu hile değil mi? Yazmak insanların işi değil mi?” Ve anlıyorum. Ben de bir yazar olarak, yazma sanatını ve insan dokunuşunu takdir ediyorum. Ancak beni dinleyin.

GPT, insan yazarları değiştirmekle ilgili değildir. Yeteneklerini artırarak ve daha verimli çalışmalarına yardımcı olarak tasarlanmıştır. GPT ile fikirler, taslaklar ve hatta içeriklerin tamamı dakikalar içinde oluşturulabilir. Bu, zamanınızı ve zihinsel enerjinizi işinizin daha yaratıcı ve stratejik yönlerine odaklamanıza olanak tanır.

Ancak bu kadarla kalmaz. GPT, yazınızın kalitesini de artırmanıza yardımcı olabilir. Mevcut içeriğinizi analiz ederek, görselleri ve trendleri belirleyebilir ve yazınızı daha ilgi çekici ve etkili hale getirmek için önerilerde bulunabilir.

Tabii ki, her araç gibi, GPT’nin de sınırlamaları var. Mükemmel değil ve insan yaratıcılığı ve sezgisi için bir yedek değildir. Ancak insan girdisi ve denetimi ile akıllıca kullanıldığında, GPT içerik oluşturucular için güçlü bir kaynak olabilir.

Bu nedenle, yazma sürecinizi optimize etmek ve daha iyi içerikler oluşturmak isteyen bir içerik oluşturucuysanız, GPT’ye bir şans vermenizi öneririm, yazınızı bir sonraki seviyeye taşımanız için ihtiyacınız olan araç olabilir.

Bu yazı Seth Godin’in yeni geliştirdiği projesi Seth Godin Blog Botu tarafından 1 dakikadan az sürede yazıldı. Chat programına önce İngilizce olarak, “farz edelim sen Seth Godin’sin, onun stilinde GPT’nin içerik oluşturuculara neler katacağı üzerine bir blog yazabilir misin? diye yazdım. Soruyu İngilizce sorduğum için, önce İngilizce  yazdı sonra da bana bu blog yazısını Türkçe yazmasını istedim ve yukarıdaki yazı ortaya çıktı.

Bot Seth Godin’in ilk günden itibaren yazdığı 5 milyon kelimeden oluşan blogunu veritabanı olarak kullanan bir GPT uygulaması. Tüm sorulara verdiği cevaplar bu blogları esas alıyor. Adeta Seth Godin ile kendi uzmanlık alanındaki konularla ilgili karşılıklı mesajlaşıyorsunuz. Botun yapay zekası tamamıyla Seth Godin’in blog yazılarının bir yansıması.

Seth’in botuna soruyorsunuz: Yazar blogu ile baş etmenin en iyi yolu nedir?

“Yazar bloğu ile başa çıkmak için en iyi yol yazmaktır, diye cevap veriyor, kötü yazmanın ölümcül olmadığını anlamaktır. Yazar bloğu olan insanlar yazı yazmakta sorun yaşamazlar. Sorunları, kötü yazı yazmakla, eksik yazmakla, korktukları bir şeyi ortaya çıkarabilecek yazı yazmakla yaşarlar. Her gün yazmaya karar vermek, çıkan üründen daha önemlidir. Bir uygulamaya bağlı kaldığınızda, elbette yapmak istemediğiniz, en iyi işiniz olmadığını düşündüğünüz, ilhamınızın sizi terk ettiği günler olacaktır. Ancak, taahhüdünüzü sürdürdüğünüzde, ilham geri döner. Taahhüdünüzü sürdürdüğünüzde, iş yapılır.”

Yeni Teknolojiler Vizyonerlerin Ortaklıklarından Doğuyor

Pazarlama dehası Godin bot projesini kendi başına gerçekleştirmemiş, proje ortağı internet dehası Dave Winer.  7 Ekim 1994’te ilk blog postunu yayınlamış. Bu blog yazısı sadece Dave’in değil, tüm dünyanın ilk bloguydu ve de ilk günlerinde Davenet daha sonra Scripting News adını verdiği bloguna 29 yıldır yazıyor. 

Dave Winer’ın ilk blogunun içeriği daha da ilginç: çocukluk/gençlik dönemimizin idolü Guns and Roses’ın fotoğrafçısı Marc Canter’ın bir etkinliğini duyuruyor ve Marc’ın bu etkinlikte şarkı söyleyeceğini meraklılarına anons ediyor. Peki Marc kim? O da müzik çevrelerinde Guns and Roses denince grubun bir parçası sayılan ve müzik endüstrisini yeniden tanımlayan medya uzmanı. Seri internet girişimleri ile de bilinen Marc Canter, bir yapay zeka desteğiyle müşterilerine marka ve hikaye anlatımı hizmetleri veren Instigate’nin kurucu CEO’su.

Dave Winer çok yetenekli bir yazılım uzmanı. Öyle ki, ilk doğru dürüst blog yazılımını yazan, podcast’i icat eden kişi, ve de blog programlarının altyapısı RSS’i geliştiren yazılımcılardan biri. İcat ve inovasyonlarına bugün de ara vermeden devam ediyor. 

Seth Godin, Dave Winer, Marc Canter ve daha nice dehalar. Hepsi kendi niş alanında yıllarca çalışmış, uzmanlaşmış, kendi alanını yeniden yaratmış isimler. Yolları aynı network içerisinde kesişmiş ve beraber büyük projeler yaparak yeni inovasyonlar yapmaya devam ediyorlar. Yenilik uzmanlık, deha ve çok sıkı çalışmanın ürünü. Çaba harcamadan önümüze çıkan fırsatları ve romantik tesadüflere inanmak istesek de… Büyük bir bilgi birikimi, deneyim, yılların merakı, deneme yanılması ve de takıntılı şekilde çalışmayı yabana atmamak lazım. 

Konuyu bilen, farklı versiyonları denemekten usanmayan yenilikçi kafa yapısına sahip biriyle ortak proje yapmak ise, ortaklıkların en potansiyeli. 

Yeni teknoloji yeni riskleri pek tabii ki beraberinde getirmekte. Geçtiğimiz günlerde GPT ile ilgili endişeler hızla yükselmekte. Bir tarafta GPT’nin ilk yatırımcılarından Elon Musk ve birçok bilim insanı ve teknoloji lideri yazdıkları açık mektupla, ChatGPT ve GPT4’un yapay zeka geliştirmesine ara verilmesini talep ettiler. Gerekçeleri toplumun henüz bu teknolojiye hazır olmaması. Riskler yalan ve propaganda gibi yalan yanlış bilgilerin yayılması, yapay zekanın insan beyninin yerine geçmesi. Ancak yapay zekanın topluma etkisinin pozitif olduğuna emin olunduktan sonra kullanımının güvenli ve yararlı olacağının altını çiziyorlar. Diğer bir gelişme, İtalyan hükümetinin veri koruma endişeleri sonucunda GPT kullanımını yasakladığını bildirmesiydi. Kullanıcıların kisisel verilerinin hukuk dışı kullanıldığı ve yaş sınırlamasının dikkate alınmaması sebep gösterildi. Henüz emekleme aşamasındaki bu teknolojinin hem iyi hem kötüye kullanılabilecek potansiyelini görmek, ona göre her ülkenin  getireceği kanunlarla teknoloji kullanımının denetlenmesi güvenli yaygınlaşması için büyük önem taşımakta.

İşin özü gene, hem iyiye hem kötüye kullanılan insan beynine tabi. Yapay zekayı insanlar ne için, nasıl kullanacak?