Yenİ TTK sürecİnde KOBİ patronlarına önerİler
Yazar: Ela Erozan Gürsel
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) 29 Haziran 1956 tarihinde kabul edilmiş, 09 Temmuz 1956 tarihli ve 9353 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. TTK tam 56 yıl süren hayatına birkaç ay içinde 1 Temmuz 2012’de veda edecek.
Globalleşen dünyada ileri ekonomilerin modern araçlarla katıldığı mücadelede başarılı olabilmek için yeni bir TTK ile yolumuza devam edeceğiz. Yeni TTK’de neler değişiyor? KOBİ’ler için bu değişiklikler neler ifade ediyor?
Tüm merak edilen soruları SMM firmasının ortakları Serbest Mali Müşavir ve Muhasebeci Merve Emek ve Muammer Keskin’e sorduk.
– Yeni bir TTK oluşturmaya neden gerek duyuldu?
Uluslararası arenada başarının sırrı, küreselleşen dünya ekonomisi ile ortak alfabeyi kullanmak, rakiplerimizin dilini anlamak, onlarla aynı pencereden bakmak, aynı ölçüm yöntemlerini kullanmak, aynı değerleme araçları ile elimizdekini değerlemek. Küreselleşen dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmek Türkiye’de kurulmuş Türk şirketleri ve Türkiye’de faaliyet gösteren veya göstermek isteyen yabancı yatırımcıların dünya şirketleri ile rekabet gücünü arttırmak için TTK’da köklü değişikliklere gidilmesine gerek vardı. Neler yapmamız gerektiğini masaya yatıran otorite/kanun koyucu ‘bu oyunda bizde varız’ diyebilmek ve bu yönde ekonominin dilini yeniden şekillendirmek için, yeni Türk Ticaret Kanunu’nu hayata geçirmeye karar verdiğinde tarihler 1999 yılının Aralık ayını gösteriyordu.
– Kanundaki değişikliklerin tamamlanması ve yürürlüğe girmesi 12 yıldan fazla sürdü…
Komisyonun hazırladığı yeni kanunun tasarı olarak kamuoyuna sunulması 2005 yılını buldu. Kanunun kendi iç dinamikleri ile yoğrulması, olgunlaşması ve yaşamına başlamak için ilk vizeyi alması gereken TBMM sıralarında tartışılmaya açılması için 7 yıl beklemesi gerekecekti. Takvimler 2006 yılını gösterdiğinde tartışmaya açılan Türk Ticaret Kanunu 2008 yılında rüştünü ispat ederek ilk yasama çalışmasına başlanacaktı. Yeni Türk Ticaret Kanunu meclis kürsüsünden hayata geçiş hakkını alarak yasalaştığında ise tarih 14 Şubat 2011′ i gösteriyordu. Bu uzun süreç sonucunda, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu 27846 no’lu Resmî Gazete’de yayımlanarak 1 Temmuz 2012 tarihinde uygulamaya başlayacak.
– Bu uzun bekleme sürecine değdi mi? Kanunu bir mali müşavir gözüyle nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uzun süren bekleyiş yasanın daha uygulanabilir olması için gerekliydi gene de tam anlamıyla yeterli olmadı. Ancak bazı teknik düzenlemelerle yeni kanunun uygulanabilirliği ve etki alanı genişletilmiş olacaktır. Yeni TTK bürokratik ve ticari ilişkilere günümüz ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler getirmekte. 1535 madde ve 6 kitaptan oluşan Kanun teknik bazı düzeltmeler ve uygulamada yol gösterecek olan alt düzenlemelerle uygulanabilir hale geldi. Ticaret hayatımıza yön verirken, AB müktesebatı ile uyum sürecinde uluslararası toplumun bir parçası olmak konusunda yolumuzu aydınlatacaktır. Her yenilenmede olduğu gibi, sancılı bir süreçten geçeceğimizin sinyallerini uzun zamandır alıyoruz ancak Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun ekonomi hayatımızın canına can katacağını umuyoruz.
– Yeni Türk Ticaret Kanununun ticaret yaşamımıza ne gibi getirileri olacak?
Türk Ticaret Kanunu bu yeni kanunla beraber çağdaş ve uygulanabilir düzeye taşınmıştır. Öncelikle yeni TTK uluslararası ortaklıkların ve işbirliklerinin yolunu açacak, Türkiye’de çok daha fazla yabancı yatırım yapılmasını sağlayacaktır. Yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelirken hissettiği büyük pazar duygusunun arkasından bir gölge gibi gelen, günümüz koşullarının çok gerisinde kalmış, rekabet gücü olmayan Türk Ticaret Kanunu’nun değiştirilmesi fikri dahi ekonomimizi canlandırmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun şimdiye kadar yasalarımızda olmayan bir dizi yeni uygulamayı mevzuata kazandırması, kurumsal şeffaflık ilkelerinden söz ediliyor olması, bürokratik karmaşaya son vermesi, işlemlere hız kazandıracağı gibi anlamsız zaman kaybını da önleyecektir. Ayrıca, yasanın getireceği olumlu etkilerden birisi de, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin pay senetlerini büyük menkul değerler borsalarına kote ettirebilme şanslarının doğmasıdır.
Diğer yandan, yeni TTK Türkiye’de kurumsal olamayan, fazla faaliyet gösteremeyen, hatta atıl vaziyette bekletilen firmaların tasfiye süreçlerine hız kazandırmanın koşullarını yaratacaktır. Bu durumun şirket sayısında azalmaya yol açması da kaçınılmaz olacaktır.
• Yeni TTK ile kurumsal şeffaflık, bürokratik karmaşanın sona ermesinden söz ediyoruz. Bunlar hangi değişikliklerle hayata geçirilecek? Yeni TTK ile ne gibi yenilikler geliyor?
• Muhasebe ve finansal raporlama şeffaflaşıyor
• Yeni TTK ile şirketlerin mali yapılarını şeffaf ve tutarlı olarak ortaya koymak amacıyla, muhasebe ve finansal raporlama konularında Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından yayımlanan, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS)’na uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları’nı uygulama mecburiyeti getirilmiştir.
• Muhasebe kayıt düzeni ve bağımsız denetim konusunda yeni düzenlemeler getirilmiştir.
• İnternet şeffaflık ve kamuyu aydınlatma aracı olacak
• Madde 1524’ye göre, ‘her sermaye şirketi bir internet sitesi açmaya ve bu sitenin açıkça belirlenmiş bir bölümünü, şeffaflık ve kamuyu aydınlatma yönünden zorunlu ve bilgi toplumu bağlamında yararlı görülen tüm hizmetlerin ve bilgilerin sunulmasına, bilgi almaya yönelik sorulara, cevaplara, pay sahiplerinin veya ortakların aydınlatılmasının öngörüldüğü konulara özgülemek zorundadır.’
• Getirilen yeni düzenlemelerle şirketlerin yönetim kurullarına ilave sorumluluklar yüklenmiştir.
• Ticarette faiz oranı serbest
• Ticarî işlerde faiz oranının serbestçe tayin olunacağı, Türk Ticaret Kanunu’nda temel bir ilke olarak yer almaktadır. Kanun bileşik faizi kesin olarak yasaklamıştır.
• Artık kiracının devir hakkı var
• Yeni TTK madde 11’de ticaret işletmesinin bütünlüğü vurgulanmış, ticari işletmenin devrinde kiracılık hakkının da bütünün içinde yer alarak devir edilebilirliğine imkan tanınmıştır. Günümüzde ticari faaliyetin devamlılığını sağlamakta önemli bir engel olarak karşımıza çıkan ve kira sözleşmelerinde yer alan ‘Kiracının devir ve ciro hakkı yoktur’ ibaresi anlamını yitirmektedir.
• Güvenli elektronik imza hem Borçlar Kanunu’nda kabul edilmiş hem de düzenli bir sisteme bağlanmıştır.
• “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” maddesine istinaden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu 25 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sistemini yürürlüğe koymuştur. KEP sistemi, bir elektronik iletinin tarafları veya muhatapları arasında KEP hesabı vasıtasıyla hukukî ve teknik güvenliğe sahip bir şekilde gönderilip alınmasını sağlamayı ve güvenli iletişimde bulunmayı amaçlar.
• Modern hukuki kurumların (şirketler topluluğu ve tek kişilik ortaklıklar vb.) hukuki altyapısını oluşturulmaktadır.
• Şirketler topluluğu ilk kez kanunda yer almış, topluluk içinde bulunan yavru şirket korunmak istenmiştir. Yavru şirketlerin haksız davranışlara itilmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.
• Ultra Vires ilkesi kaldırılmıştır
• Yeni TTK’da “ultra vires” ilkesi (yani şirketin işletme konusu dışında kalan işlemler) kaldırılmıştır. Böylece, şirketin yaptığı tüm hukuki işlemlerin prensipte geçerliliğinin sağlanması ve şirketlerle işlem yapan üçüncü kişiler açısından hukuki güvenliğin tesis edilmesi amaçlanmıştır.
• Ayrıca, Türk Hukukunda vergi mevzuatında düzenlenen ‘Şirketlerde Bölünme’ özel hukuk mevzuatında ilk olarak yeni TTK madde 159’da düzenleme altına alınmıştır.
– Türkiye tüm kurumsallaşma çabalarına rağmen, halen aile şirketlerinin egemen olduğu bir ülke. Aile şirketlerinde profesyonel bakış açısının ve kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasında sorunlar çıkabiliyor. Yeni TTK bu tür sorunlarla mücadele için ne gibi önlemler alıyor?
Yeni TTK bu tür sorunlarla mücadeleyi uluslararası şeffaflık kavramı altında değerlendiriyor. Şirketlerin uluslararası standartlarda rekabet edebilmesi için, sermaye şirketlerinin ortaklarından bağımsız hale gelmesi, daha güçlü ve gerçeği yansıtan ortaklık yapılarına kavuşturulması ve karar mekanizmalarının hızlı ve etkin işler hale getirilmesi gerekli. Ancak şeffaflığı sağlamak için alınan önlemlerin bir kısmı kamuoyunda tartışma yaratan hassas konuları da beraberinde getiriyor.
• Örtülü kazanç ortadan kalkıyor
Şirketlere borçlanma yasağı gündeme gelmekte. Uygulamada şirketi kendi kasası gibi gören şirket ortaklarını bu davranıştan men edecek olan yasağın çeşitli zorluklara yol açacağı tahmin ediliyor. Oysa şirket, ortaklarından ayrı bir tüzel kişiliktir ve varlığını sürdürürken emeğinden yararlandığı ortağını da kendisinden ayrı bir kişi olarak değerlendirmekte ve ortağın ücret, ikramiye veya kar payı avansı almasını öngörmektedir. Yeni TTK ortakların şirketten veya şirketin ortaklarından sınırsız borç almasını ortadan kaldırmaktadır. Bu durum örtülü kazanç veya örtülü sermaye kavramlarını da etkisiz hale getirecektir.
• Yönetici ücretleri kişi bazında açıklanmayacak
Bu madde ile bağlantılı olarak hemen devreye giren diğer konu; yöneticilere ödenen ücretin açıklanmasının sakıncalı oluşudur. Şeffaflığın bir gereği olan bu konuda yasa, ödemelerin kişi bazında açıklanmasını içermemektedir, sadece total rakamlarla yöneticilere ödenen ücretler ilan edilecektir.
• Mali tablolar ticari sır olmaktan çıkacak
Ticari sır olarak nitelendirilmekte olan bir başka konu, şirketlerin internet sitelerinde mali tabloların kamuoyuna açıklanmasıdır. “Ticari sır” kapsamına girmeyen mali tabloların açıklanması halka açık şirketlerde uygulanmakta olup, yalnızca kapsamı genişletilmekte ve bu zorunluluk tüm sermaye şirketlerine yaygınlaştırılmaktadır.
• Patronlar için hapis tehdidi mevcut
Patronların tedirginliğini artıran bir diğer unsur ise, şirket yöneticilerinin ve ortaklarının pek çok konuda hapis tehdidi altında olduğudur. Yasanın kötü niyetli davranışlar karşısında önlem almak dışında bir niyeti olmadığı kesindir. Yasa ile birlikte halkımızda cezaların çok ağır olduğu düşüncesi hakim olmaya başladı. Oysa ceza-i yaptırımlar son çözüm noktası olarak görülmektedir, asıl olan caydırıcı etkisidir.
Sermaye hapsedildiğinde değil, piyasada serbestçe dolaştığında ülke ekonomisine katma değer yaratacaktır. Yeni TTK’nın amacı da Türkiye’nin ekonomisini uluslararası arenada etkin kılmaktır. Dolayısıyla, bu tür endişeler yersizdir.
• Hem büyük ölçekli şirketlere hem de KOBİ’lere denetim yükümlülüğü geliyor
Yeni TTK ile şirketlere denetim yükümlülüğü getirilmektedir ancak söz konusu denetimin de kendi içinde ayrıştırıcı özellikleri mevcuttur. Muhasebe standartlarında küçük, orta ve büyük şirketler için ayrı standartlar öngörülmektedir. Denetim raporları dahi farklı nitelikte olup, farklı zorunluluklar içermektedir. Bağımsız Denetim Standartlarına göre yapılacak denetimlerin, büyük ölçekli firmalarda Türkiye Finansal Raporlama Standartları’na (TFRS), küçük ve orta büyüklükteki (KOBİ) firmalarda ise, KOBİ TFRS’ye göre yapılması öngörülmektedir.
Bu tarihlere DİKKAT!
– Yeni TTK ile şirketlerin uyması gereken zorunluluklar neler? Hangi tarihleri ajandalarımıza kaydetmeliyiz?
– 14 Ağustos 2012 tarihine kadar Anonim Şirketler ve Limited Şirketler sözleşmelerini yeni TTK ile uyumlu hale getirmeliler.
– 1 Ocak 2013 tarihten itibaren muhasebe kayıtlarının ve finansal tabloların Türkiye Finansal Raporlama Sistemine göre düzenlenmeye başlanması gerekiyor.
– 1 Mart 2013 tarihine kadar şirketler kendi bağımsız denetçilerini seçmek durumundalar. Bağımsız denetçilerinin atamalarını yapmayan şirketlere mahkemece atama yapılacağı Kanunda yer almakta.
– 1 Temmuz 2013 sermaye şirketleri için internet sayfalarının hazırlanması ve yayınlanması için son tarih.
– 14 Şubat 2014 tarihine kadar, Anonim Şirketler 50.000,00 – 100.000,00 TL ve Limited Şirketler sermayelerini 10.000,00 TL tutarlara yükseltmek zorundalar.
Merve Emek kimdir?
21 Aralık İstanbul doğumlu Merve Emek, Şişli Bölgesinde SMMM olarak serbest büroculuk faaliyetini sürdürmektedir. Yeni Türk Ticaret Kanunu konusunda TÜRMOB’da eğitmen olarak görev yapmaktadır. İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul mahkemelerinde bilirkişilik yapmaktadır. İstanbul Bilirkişiler Derneği Yönetim Kurulu’ndaki görevine, Genel Sekreter olarak devam etmektedir. SMM Denetim’in ortaklarından Emek, İstanbul Bilgi Üniversitesi International Finance and Banking Yüksek Lisans programı mezunudur.
Muammer KESKİN kimdir?
1954 Ardahan doğumlu Muammer Keskin, İSMMMO Yönetim Kurulu’nda, çeşitli derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının yönetim kadrolarında görev almıştır. Şişli Bölgesinde SMMM olarak serbest büroculuk faaliyetini sürdürmektedir. Halen İSMMMO Akademinin Yönetim Kurulunda görev yapmaktadır ve SMM Denetim’in ortaklarındandır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 08.05.2012 tarihinde yayınlanmıştır.