İnternet melek mi, şeytan mı?
İnterneti modern dünyanın hertürlü kötülüğünün, stresin, bilgi kirliliğinin ve dejenerasyonun başı olarak mı görüyorsunuz? Yoksa dünyada ihtiyacınız olan herşeyi klavyenizin yakınlığına taşıyan bir mucize mi? Melek mi? Şeytan mı?
Teknoloji insanın yapmak istediklerini gerçekleştirmesi için kullandığı bir arayüz Aleks Krotoski’ye göre. Krotoski Untangling the Web (Ağı Çözmek) adlı kitabın yazarı. Bir gazeteci ve akademisyen olarak internet üzerine yaptığı 13 yıllık araştırmalarına yer vermiş Untangling the Web’de. Kitap, teknolojinin yaşamımıza etkilerini 17 deneme ile belli ana başlıkların üzerinde durarak ele almakta. Gizlilik, kimlik, online arkadaşlık ve internettin sosyal ve psikolojik etkilerinden söz eden makalelerin yanı sıra, anonimlik ve internetin sağlığa etkilerinden korkmak gibi üzerine fazla düşünülmeyen yönlerini de detaylı bir şekilde değerlendiren dolu dolu bir çalışma gerçekleştirmiş yazar.
Krotoski en büyük sanal dünya olan Second Life üzerindeki insanların birbirleriyle ilişkileri üzerine doktora yapmış.
İnternetin olumsuz yönleri olduğu gibi olumlu yönleri de var
Ancak iletişim ve ilişki kurma sebeplerine, konuların içeriğine baktığımızda aslında fazla bir şeyin değiştirmediğini görüyoruz. Varolan iletişim araçlarının yerini internet aldı o kadar. İşin özü şu; internet aslında bizlere bir şey yapmıyor, iletişimimizi kolaylaştırmak dışında. Burada teknoloji bir ayna görevi görüyor.
Neden bir topluluk oluşturma, cemiyet kurma ihtiyacı duyarız? Kendimizi ait hissettiğimiz bir topluluğun içinde olmak, kendi düşüncelerimizi ifade etmek ve benzer fikirde insanlarla fikir alışverişi yapmak için diyebiliriz. Eskiden bunu fiziki bir ortamı paylaşarak, insanlarla yüzyüze konuşarak yaparken bugün aynı ihtiyacımızı internet üzerinden gideriyoruz. Gene aynı cemiyete üyeyiz ancak evimizdeki bilgisayardan, akıllı telefonumuzdan iletişimleri yürütüyoruz. Kısacası, internet sayesinde coğrafi kısıtlamalar ortadan kalkıyor.
Teknolojinin işimize etkileri
İnternet belki bireylerin samimi iletişimini negatif yönde etkiliyor ancak internetin iş yapma alanındaki kolaylıkları da yadsınmamalı. Ne kadar meşgul olursanız olun çalışmak istiyorsanız internetin size uygun bir modeli var. Ev hanımı annelerin üç küçük çocuğuna bakarken eBay, Amazon ve Etsy gibi sitelerde dükkan açtıklarını, minimum maliyetlerle şirket kurduklarını, ürün ve hizmetleri sermaye koymadan alıp sattıklarını, ailelerine ekonomik olarak da evden katkı sağlayabildiklerini görüyoruz.
İşi internete taşımak online rakiplerin artışıyla yerleşmiş sektörlerin ve işletmelerin de gündeminde. Örneğin, araba satıcıları internetteki araba satışlarından darbe yiyor ve kendini sosyal medya üzerinden tanıtma ihtiyacı duyuyor. Eskiden araba bayiine gidilir, en yeni model arabalar test sürüşüne çıkarılır, satış elemanı ikna yeteneğini konuşturur ve elindeki arabaları müşterisine sunduğu belli avantajlarla satardı. Bayinin müşteri deneyimine getirdiği artılar sınırlı olduğu gibi, bugün araba bayiine gitmenin çekiciliği gölgelendi. İnternet üzerindeki fiyat daha iyiyse, bayiden test sürüşünü yapıp internetten arabasını alıyor bilinçli müşteri. Klasik bayilerin internette bir varlık oluşturması, tanıtımını ve çeşitli kampanya avantajlarını bu mecralarda sunması şart. Sonuçta, unutulmamalı ki; halen internet satıcısının hiçbir zaman sunamayacağı yüzyüze kontakt klasik araba bayisinin en büyük avantajı.
Bir tür yoklama, Radikalleşme ve Ölümsüzleşme Aracı Olarak İnternet
“Ben buradayım” diye tweet atmak
İnternet gerçekten insanları radikalleştiriyor mu?
Terör ve şiddeti internet körüklüyor mu? Nasıl körükleyebilir ki? Anonimlik sayesinde… Her türlü sözü veya hareketi bilgisayarınızın arkasında yapmakla yüzyüze yapmak arasında fark var. Kin güdebilir, küfür edebilir, insanları kışkırtabilirsiniz klavyenizden yazdıklarınızla ancak bunu birebir topluluğun önüne çıkarak yapmak farklıdır… Aslında özünde çok farklı değil. İnsan içindeki duyguları internet üzerinden daha kolay gösteriyor, dile getiriyor olabilir ancak o duygular hep oradadır sadece açığa çıkarılmasında değişiklikler vardır.
İnternetle insanlar ölümsüzleşiyor
En sabit ve basit gerçeklerin başında gelir birgün hepimizin öleceği gerçeği. Hiçbir ilaç, krem, tedavi bunu değiştiremez. Artık bu dünyadan göçüp gittikten sonra arkamızda bırakacağımız bir dijital miras var: Kimliğimizin önemli bir parçasını taşıyan Facebook hesabımız, resimlerimiz, arkadaşlarımızla sohbetlerimiz, online banka hesabımız vs… Öldükten sonra, ailemiz, dostlarımız ve meslektaşlarımızdan oluşan çevremizin bizim hakkımızda yazacaklarıyla ilgili hiçbir kontrolümüz olmayan anma sayfaları arkamızda bırakacağımız online mirasın kaçınılmaz bir parçası olacak. Cenaze namazında “Merhumu nasıl bilirdiniz?” sorusuna dobra bir yanıt…
Birçok sosyal medya sayfası ölen üyenin aile bireylerine kullanıcı adı ve şifresini vermeyi kabul ediyor. Yakınları ölen sevdiklerinin ardından anma sayfaları hazırlayabiliyor, sevdikleriyle ilgili bilgileri birbirleriyle paylaşabiliyorlar. Kişi bir anlamda online mevcudiyetiyle ölümsüzleşiyor. Böyle bir durum Facebook öncesi pek de mümkün değildi. Ölüm yıldönümlerinde dostların ve akrabaların kişiyi hatırladıklarını göstermeleri, onunla yaşanmış anılarını aktarmaları ölen yakınınızın yanınızda olduğu hissini veriyor. Özetle, teknoloji sayesinde öldükten sonra da, bu dünyada bir iz bırakabiliyoruz.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 03.09.2013 tarihinde yayınlanmıştır.