Endüstriyel Internet Çağına Hoşgeldiniz
Endüstriyel internet devrimi kapıda. İnsan aklı ve teknolojinin işbirliği makinaların işleyişini değiştirerek sektörlerin verimliliğini arttıracak. Sorunlar meydana gelmeden giderilecek, kazalar öngörülecek, hastalıklar hızla belirlenip kontrol altına alınacak.
Ekim 2013’te San Francisco TED Konferansı’nda konuşma yapan Marco Annunziata Einstein’in bir sözüyle konuşmasına başlıyor: ‘Gelecekle ilgili düşünmem hiçbir zaman… yeterince hızlı gelir.’ Burada sizlere geleceğin bugün nasıl oluştuğunu sormaya geldim diye sözlerine devam ediyor. Endüstri Devrimi ve daha sonra İnternet Devrimini başarıyla tamamladık. Şimdi de Endüstriyel Internet Devrimi’ne şahit oluyoruz.
Endüstriyel internet nedir?
Nedir bu Annunziata’nın sözünü ettiği endüstriyel internet? Akıllı makinaların, gelişmiş analitik araçların ve yaratıcı insanların biraraya gelmesiyle geleceği şekillendirecek akım. İnsan aklının ve makinaların optimumda birleşmesi.
Endüstriyel makineler görmemizi, duymamızı, hissetmemizi sağlayan birçok elektronik sensörle donanmış durumda ve bize işimizi yaparken sürekli yeni bilgiler aktarmakta. Sofistike analitik araçlar sayesinde işimizi daha kısa bir sürede daha etkin bir şekilde tamamlayabiliyoruz. Burada sadece tek makinalardan değil, entegre makina sistemlerinden bahsediyoruz. Yani, lokomotifler, uçaklar, hastane operasyon sistemleri hep bu endüstriyel internet sistemlerine dahil.
Sensörler uzun yıllardır kullanılmakta ancak internet devrimiyle beraber özellikle bulut bilişimdeki bilgi depolama ve işleme olanakları sensörlerin maliyetlerini düşürdü ve sensörlerin daha yaygın bir şekilde çeşitli endüstrilerde kullanılmasının önünü açtı.
Annunziata’ya göre, öyle heyecan verici bir döneme giriyoruz ki; çalıştığımız makinalar artık sadece akıllı olmayacak dâhiyane olacak. Bilinçli, öngörebilen, reaksiyon verebilen, sosyal… Bunlar günümüzde az insanda olan herkesin saygı duyduğu özellikler. Artık geliştirilen ve iş yapmamızı kolaylaştıran – hatta kusursuzlaştıran demek daha yerinde olacak – makinalarda bu özellikler olacak. Bilgi biz onu aramadan ihtiyacımız olduğunda bize gelecek, hataları, kusurları, arızaları olmadan bildirecek, sanayi alanında önleme ve kusursuz işleyişe dayalı sistemler benimsenecek.
Önleme dayalı teknoloji neden önemli?
Bir kaza olmadan sebebinin belirlenmesi, gerekli uyarının sorumlu kişilere iletilmesi birçok durumda kazanın meydana gelmesini ve insanların zarar görmesini önleyecektir. Aynı şekilde makinaların bozulmadan belli fonksiyonlarının bakımına göre tamir edilmesi veya parça değiştirilmesi belli periyotlarla yapılan bakım çalışmalarını bambaşka bir noktaya taşıyacak, belki de bu akıllı ve önlem odaklı mekanizmalar sayesinde bu tür bakımları ortadan kaldıracaktır. Aksiliklerin önlenmesi birçok sektörde milyar dolarlar, can ve mal güvenliği riski, kaybedilen zaman ve yüklü stresin ortadan kalkması anlamına gelecektir.
Havayolları ve sağlık sektörlerine yeni bir hizmet anlayışı gelecek
Havayolları sektörü endüstriyel internetten en çok fayda sağlayacak sektörlerin başında gelmekte. İptal edilen ve geciken uçuşların %10’u zamansız medyana gelen bakım problemlerinden ortaya çıkmakta. Birden bire herhangi bir sistem bozulabiliyor. Bunun küresel çaptaki maliyeti: yılda 8 milyar dolar. Üstüne yolcuların yaşadıkları sıkıntılar, kaçırdıkları toplantılar, saatler süren beklemeleri koyun. Endüstriyel internet nasıl bu durumu düzeltebilir?
Annunziata’nın çözüm önerisi: Her uçağa yüklenebilecek önleyici bakım sistemi. Kendine öğrenmeye programlanmış, bir insan operatörün arıza olmadan algılayamayacağı problemleri yakalayabilen bir bilgisayar sistemi. Sistem uçak henüz uçuştayken karadaki teknisyenlerle iletişime geçebilir, hiç vakit kaybetmeden problemin ne olduğu ve nasıl giderileceği üzerine planlamalar yapılır ve inişten sonra uygulamaya hazırlanmış olur. Böyle sorunları giderme odaklı bir uygulamanın sadece Amerika genelinde yılda 60.000 uçak rötarı ve iptalini önleyebileceği öngörülüyor.
Endüstriyel internetin sağlık sektörüne katkısı da büyük olacak. Bugün hemşireler ortalamada vardiya başına 21 dakikayı medikal ekipman ararken geçirmekte. Çok da kayda değer gibi gözükmeyen bu zaman hastaların bakımı için ayrılsa tedavi süreçleri hızlanabilir, ameliyat esnasında hayatlar kurtarılabilir. Örneğin, Houston, Texas’ta bulunan St. Luke’s Tıp Merkezi’nde endüstriyel internet teknolojisi hastaların sağlığını gözlemlemek ve sağlık personeline anlık bilgiler aktarmak için kullanılmakta. Bu sayede, hastaların taburcu olma ve hastaneye kabul süreleri 1 saat kadar kısalmış. Eğer ameliyat olacak hastanız varsa 1 saat hayat kurtaracak değerde olabilir.
Washington eyaletinde bir diğer tıp merkezinde MR çekimlerinin bulut bilişim üzerinde yapılması ve verilerin analiz edilmesi mümkün kılınıyor. Hızlı veri analizi düşük maliyetlerle elde ediliyor. Ciddi bir travma geçirmiş bir hasta olduğunu farz edin, tedavisini idame etmek için birden fazla uzmanın ekspertizine ihtiyaç duyulmakta. Bir nörolog, bir kardiyolog ve bir ortopedik cerrahın konsültasyon yapması gerektiğini düşünün. Nasıl bir bilgi akışı işleri kolaylaştırırdı?
Düşünün ki her uzman tüm görüntülere, röntgenlere ve ölçümlere anlık bir şekilde ulaşabilse. Daha hızlı karar alabilir, daha hızlı tedaviye başlayabilir ve tedavi seyri sırasında hastanın gelişimini daha kolay izleyebilir. Tedavi sürecinin zaman kayıplarından arınması ekonomik getiri de anlamına gelecektir. Mevcut veri yetersizliklerinin %1 azaltılmasının dahi 60 milyar dolarlık kayıbın önlenmesi anlamına gelecek.
Arabalar konuşsa kazalar engellenirdi
Intel’de araştırma uzmanı olarak çalışan bilim insanı Jennifer Healey endüstriyel internet devrimini başka bir boyuta taşıyor ve bizlere ‘arabalar konuşsaydı birçok kaza önlenebilirdi’ diye bir iddiada bulunuyor. Araba kullanırken an be an seçim yapmak durumundasınız? Hangi yöne daha dikkatli bakmalı? Kör noktaların hangilerini gönül rahatlılığıyla es geçmeli? Hangilerine özel itina göstermeli? Pek çok kazada sürücü yayanın geldiğini görmez ya da belli bir hızda giderken yolun ortasında duran bir arabanın durduğunu algılayamaz ya da yola hızla fırlayan köpek çarpma anının gümbürtüsüyle görünür hale gelir, iş işten geçmiş olur…
Yakın gelecekte arabaların birbirlerini görmesi ve iletişim halinde olması planlanıyor. Yani, aynı yolda sağımızdaki solumuzdaki önümüzdeki gerimizdeki arabaların konumunu, hızını, durup durmadığını kendi arabamızdaki sistemde görmemiz mümkün olacak. Yollardaki her araba ve diğer motorlu araçlar haritaya işlenecek ve geleceğe yönelik hareketleri – muhtemel hızları, dönmeleri, durmaları vs. – tahminler olarak sistemden size bildirilecek.
Aslında bugün bu teknolojik donanıma sahibiz. Arabada bulunan GPS ve kamera nerede olduğumuzu ve ne hızla gittiğimizi gösteriyor. Bütün mesele bu verileri diğer arabalarla paylaşmak isteyip istememediğimizde..
Eğer iki arabanın haberleşmesi sağlanırsa, ne olur?
Her ikisi de gelişir, trafik daha hızlı akar, daha az kaza olur.
Teknolojiden korkmayın, teknolojiyle işbirliği yapın
Bir çoğumuz teknolojiden korkuyoruz. Özellikle teknolojinin içine doğmayan bugün 30, 40 veya 50’lerinde olan profesyonellerin teknolojiye karşı bir korkuları, çekingenlikleri var. İşlerinde gerektiği kadarını öğrenip daha fazlasını öğrenmek, keşfetmek istemiyorlar. Bir yandan da, hangi sektörde olurlarsa olsunlar, gün geçtikçe teknoloji işleriyle daha içiçe oluyor.
Yarının devri endüstriyel internet devri olacak. Yani, teknoloji işimizin içinde, bize yardım eden, yol gösteren, hatadan döndüren uyarıcımız haline gelecek. İşini iyi yapmak isteyen bir profesyonelin kaçışı yok: Teknolojiye direnmek yerine onun dilini konuşmaya başlamak zorunda. Bugünden başlayın. Unutmayın yarını düşünmeden yarın gelecek…
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 31.12.2013 tarihinde yayınlanmıştır.