Big Data Neden Hepimizi İlgilendiriyor?
Datassist’in katkılarıyla 19 Ocak 2016 tarihinde Dünya Gazetesinde yayımlanmıştır.
İşletmeci, yönetici veya tüketici olarak Big Data’nın hem parçası hem de kullanıcısı rollerindeyiz. Bu bilgi deryasını doğru yorumlamak bizi yarınlara taşıyacak…
Nedir bu son günlerde sıklıkla duyduğumuz Big Data efsanesi? Aslında tam da bu iki kelimenin karşılığı Big Data; yani büyük veri. Devasa, uçsuz bucaksız, tanımlı veya tanımlı olmayan verilere verilen genel isim. İnternet ve sosyal medya çağında oluşturulan veriler insan beyninde sonsuzluğu çağrıştırıyor. Oysa bu verilerin analiz edilmesi, anlamlandırılması, belli paternlerin ve trendlerin oluşturulması şirketlerin gelecekleriyle ilgili stratejik planlar yapmalarında, problemleri etkili bir şekilde çözmelerinde ve ürün/hizmetlerini müşterilerinin ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda geliştirmelerinde büyük rol oynamakta.
Big Data dediğimizde hem geleneksel hem de dijital kaynakları kastediyoruz. Bunların içine, işletmeler arasındaki alışverişler, işlemler, e-mailler, Facebook paylaşımları gibi birçok bilgi girmekte. Sayılarla Big Data’ya baktığımızda özellikle dijital ortamda astronomik rakamlarla karşılaşıyoruz. Öncelikle en şaşırtıcı verilerin başında internette bulunan verilerin %90’ının geçtiğimiz 2 yılda yaratıldığını görüyoruz. İnternette bir dakika içinde, 20.000 tumblr fotoğrafı yükleniyor, 20 milyon flickr fotoğrafı görüntüleniyor, 2 milyon google araması gerçekleşiyor. Bu sayılar internette sadece bir dakikanın karşılığı.
Bugün dakikalar içine sığan milyonlarca verinin gücü ve potansiyeli 1940’larda Wesleyan Üniversitesi’nde görev yapan ileri görüşlü bir kütüphane sorumlusu tarafından fark edilmiş ve datanın büyüme hızı üzerine öngörülerine dayanan çalışma zamanında dikkat çekmişti. 1980’lere gelindiğinde ilk veri depolama sistemleri dünya çapında bilgileri organize etmek ve takip etmek üzere kullanılmaya başlanmıştı. Bilgi bilimciler ve analistler çalışmalarının sonuçlarına göre, satın alım trendlerini, kullanıcı profillerinin yanında, ekonomi veya sektörlerin büyüme hacimleri gibi daha büyük resimleri öngörmeye başladılar.
Şirketler sizinle ilgili Big Data’yı nasıl kullanıyor?
Küresel şirketlerin hepsi Big Data’yı farklı alanlarda kullanmakta. Big Data’yı anlamlandırmak, işlenmemiş bilgiyi işlemek ve kullanılabilir hale getirmek anlamına geliyor. Şirketler müşterilerinin alışveriş işlemlerini kaydetmekle, kendi performanslarını, ürün envanterlerini, müşteri memnuniyetini, belli profilde müşterilerin alışveriş sıklığını Big Data sistemleri içerisinde anlamlandırmakta. Örneğin, bir e-ticaret sitesi müşterilerini bu veriler ışığında daha iyi tanıyabilmekte: Müşterilerimizin %50’si 35 yaş altında ve kredi kartıyla alışveriş etmekte. Bu grubun aylık harcamaları 250 ila 500 TL arasında değişmekte. Aldıkları ürünlerin çoğu gıda ürünleri gibi bilgiler şirketin hangi alanlara daha çok yatırım yapması gerektiğinden, site kullanımında hangi tasarımın kullanım kolaylığı getirdiğine kadar birçok detaya ışık tutmakta. Bireysel ve toplu müşteri davranışlarının analizinin yanında, Visa gibi şirketler kredi kartı dolandırıcılığını en aza indirmek için Big Data çözümleri üzerine çalışıyor.
Şirketler için Big Data’nın bir diğer büyük avantajı, sağlık ve eğitim sektörleri gibi kişiye özel hizmetlerin uygulandığı alanlarda müşterilerinin istek ve ihtiyaçlarına tam olarak cevap veren çözümler ve hizmetler tasarlamak veya müşteri satın alım tercihleri doğrultusunda kişinin beğeneceği ürünleri tavsiye etmek üzerine kurulu. Amazon bu konuda başarılı çalışmalar yapmakta. Satın alım geçmişinize bakarak sistem sizin beğeneceğinizi tahmin ettiği ürünleri siteye giriş yaptığınızda doğrudan ana sayfanızda sıralamakta. Ayrıca, bütçeleme ve sağlıklı yaşam/fitness araçları gibi alanlarda kişinin alışkanlıklarına ve yaşam biçimine özel hizmetler geliştirmede kullanılmaktadır. Big Data, şirketlerin doğru kararlar almasında, masraflarını azaltmasında ve yeni ürünler tasarlamasında çok değerli bir kaynak.
Ölçülebilen veri 21.yüzyılın en büyük gücü. Big Data’nın takip edilmesi sayesinde, yeni ürünlerin gündelik verilerinin analiz edilmesi ve zaman içinde meydana gelebilecek felaketlerin önüne geçilmesi mümkün olabilir. Ayrıca, Big Data kullanımının yaygınlaşması bu alanda çalışacak profesyonellerin istihdamını sağlayacak. Data Analistleri, Data Mühendisleri ve Data Müdürleri gibi birçok pozisyon, şirketlerin büyümeleri için stratejik konumlar haline gelecektir.
FTC Big Data’nın Geleceğini Nasıl Görüyor?
2016’nın ilk haftasında Amerikan Ticaret otoritesi, Federal Trade Commission (FTC), Big Data konusunda bir rapor yayınladı. “Big Data: A Tool for Inclusion or Exclusion? Understanding The Issues” (Big Data: Dâhil etme mi, dışlama aracı mı? Meseleleri Anlamak) adını verdiği raporunda, FTC veri yönetimi ve uygulamaları konusunda şirketlerin ne tür aksiyonlar almaları gerektiğini ve nelerden kaçınmaları gerektiğini net bir şekilde açıkladı. FTC raporunda Big Data analitiğin büyük sonuçları olacağının altını çiziyor. ”Big Data döneminde yaşıyoruz. Akıllı telefonlar, IoT (internet of things) ve hızla artan tüketici verileri ekonomiye adeta çağlayarak akmakta.” cümleleri raporun giriş bölümün ilk cümleleri arasında. Rapor Big Datanın yararlarını ve risklerini gözler önüne seriyor. Bir yandan, şirketlere müşterileri ve ürünleri arasında bağlantı kurmada destek olurken, diğer yandan insanların dışlanmasında veya öyle ya da böyle etiketlenmesine ortam hazırlamakta. Rapor mevcut Amerikan kanunlarını çiğneyebilecek Big Data uygulamalarını FTC’nin takip etmeye devam edeceğine dikkat çekiyor.
Şirketlere Önemli Uyarı: Big Data’da Taraflılığa Dikkat
Elizabeth Dwoskin’in Wall Street Journal’da yayınlanan yazısında, FTC raporu teknoloji şirketlerine Big Data’dan kendi çıkarları doğrultusunda yararlanmama uyarısında bulunmakta.
Şirketin elindeki dijital veriler tüm müşterilerini temsil etmekte mi? Yoksa teknolojiye uzak bir kısmın tercihleri veya ihtiyaçları bu veri tabanının dışında mı kalmakta?
Big Data yönetiminde kullanılan birçok algoritma bu tür verileri hesaba katmadığında, hatalı veya eksik veriler üzerinden planlar yapılmakta ve şirketler planlamalarını doğru yapamamakta. Örneğin, 50 yaşın üzerindeki grup internet üzerinde alışverişte geride kalırken, fiziksel olarak mağazadan alışverişlerde en yüksek harcamaları yapan grup olabilir. Ancak firmalar bu grubun gıda veya giyim tercihlerini online alışveriş yapanlar kadar yakından takip edemiyor olabilir. Diğer yandan, işe alım alanında en iyi adayları bulmaya odaklı bir yazılım, en iyi üniversitelerden mezun adayları filtreleyerek üniversite girişiyle ilgili taraflı görüşleri destekleyebiliyor. Dolayısıyla Big Data, bağlantılar kurarak son derece yararlı sonuçlar çıkarmamızı sağlarken, hangi bağlantıların anlamlı olduğunu göstermemekte. İşte bu noktada konunun uzmanı Data eksperlerinin analizlerine ihtiyaç var. Bazı eğitim kurumları Big Data’yı sınıfta kalmak üzere olan öğrencileri saptamak için kullanıyor, bu sayede gerekli önlemler iş işten geçmeden alınabiliyor. Hastaneler Big Data’yı taburcu edilen hastaların tekrardan hastaneye kaldırılma riskini öngörmek için kullanılıyor.
TED’de Big Data
The Economist’in Data Editörü Kenneth Cukier Big Data Daha İyi Data başlıklı TED konuşmasında Big Data’yı şöyle özetliyor; Big Data çok önemli. Big Data, düşündüğünüz zaman, bu gezegendeki küresel sorunları gidermenin tek yolu. İnsanları doyurmak, medikal ihtiyaçlarını gidermek, elektrik gibi temel enerji kaynaklarına erişimlerini sağlamak ve yakın gelecekte küresel ısınma sonucunda kavrulmamak için bilgiyi etkili bir şekilde kullanmak çok önemli.
Big Data’nın Sihirli Gücü
Değeri kişiye özel oldukça artan bir bilgi dönemine girdik. Jenerik, genelleştirilmiş bilgilerden, sadece kişiye ait olabilecek parmak izi, retina taraması gibi son derece spesifik verilere odaklanıyoruz. Aslında, her bir hareketimiz sadece bize özel. Örneğin, nasıl oturduğumuz. Hepimiz birbirimizden farklı bir şekilde oturuyoruz. Bacaklarımızın uzunluğu, postürümüz, sırtımız ile yerin arasındaki açı… Oturduğumuz sandalyeye 100 sensör koysak, tamamıyla size özel bir oturma endeksi yaratabiliriz, oturuşunuza uyarlanmış bir tür parmak izi gibi. Bu bilgi ne işe yarar ki diye düşünebilirsiniz. Bu bilgi dünyada araba hırsızlığını durdurabilecek güce sahip. Arabaların sahipleri için ayarlanabilecek etkili bir hırsızdan korunma yöntemi. Sürücü koltuğu sadece size ait ve eğer izinsiz biri arabanıza girip çalmaya kalkarsa, araba hareket etmeyecek. “Bir dakika sen benim sürücüm değilsin” deyip, motoru çalıştırmayacak. Sırf hırsızdan korunmak için değil, yorgun sürücülerin kaza yapmasını engellemek için de benzer uyarılar geliştirilebilecek. Örneğin, sürücünün hareketleri yavaşlar, uyku emareleri gösterirse, bir korna çalacak veya kişiyi koltuk sarsarak uyaracak.
Bilginin yapabilecekleri ancak hayal gücümüzle sınırlı…
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 19.01.2016 tarihinde yayınlanmıştır.