15 49.0138 8.38624 1 0 4000 1 https://hrpozitif.net 300 true 0

HR+

savascilari-ise-almaktan-cekinmeyin

Savaşçıları İşe Almaktan Çekinmeyin

0 Comments

 

savascilari-ise-almaktan-cekinmeyinDatassist’in katkılarıyla 26 Ocak 2016 tarihinde Dünya Gazetesinde yayımlanmıştır.

Gümüş kaşık mı, savaşçı mı? Gıcır gıcır giyimi kuşamı, usulüne göre oturması kalkması, kusursuz özgeçmişiyle, ağzını açar açmaz kendinden emin bir ses tonuyla “Ben Bay Mükemmelim” diyen aday herkesi etkiler. Peki ya, her türlü yokluğun ve engelin üstesinden gelip, her şeye rağmen başarıya ulaşabilen Savaşçılar? Onlara şans verir misiniz?

Mükemmel bir özgeçmişin büyüsüne mi kapılmalı, yoksa büyük güçlükler, başarısızlıklarla savaşmasını bilen bir adaya şans mı vermeli? Savaşçıya bir şans verin diyor İK profesyoneli, TED konuşmacısı, Regina Hartley. Talihsizlikler içinden kendini sıyırmayı başarmış olan Hartley, kendisinin bu özelliğinin bugünkü iş ortamında mükemmel bir CV’ye sahip olmaktan çok daha önemli olduğunun altını çiziyor. İş ortamı; rekabet, çok çalışmak, dayanmak ve her kaybedişin ardından umudunu kaybetmeden daha sıkı çalışmayı gerektiren bir ortam. Hartley, ‘Kaybedip pes etmeyen, yenilgilerden hep daha güçlü kalkan ve çabalayan aday, Bay Mükemmelden daha iyidir.’ diyor.

Kimi İşe Almalı?

kimi ise almaliŞirketiniz açık bir pozisyon için ilan veriyor. İş başvurularını kabul etmeye başlıyorsunuz ve pozisyona uygun olabilecek kişiler belirleniyor. İki tip aday arasında kaldığınızı farz edin: Ali, dünyanın en iyi üniversitelerinden birinden başarıyla mezun olmuş. Kusursuz bir özgeçmişi ve referansları var. Akademik başarılarının üzerine profesyonel başarılar eklemiş. Bir de Ahmet var. Aynı şekilde pozisyonu başarıyla yürütecek niteliklere sahip. Ancak devlet okulunda okumuş, birçok iş değiştirmiş, kimi zaman kasiyerlik ve garsonluk gibi kariyer odağı olmayan işler yapmış. Özgeçmişinde boşluklar var. Hartley bu iki profilden bahsettikten sonra, cevabı son derece bariz gelecek bu soruyu kendini dinleyenlere soruyor: Kimi işe almayı düşünürsünüz?

Gümüş Kaşık mı? Savaşçı mı?

UBS İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapan Hartley, iş arkadaşlarıyla beraber adayları, Ali ve Ahmet’in profillerini iki belirgin kategoride değerlendirmeye başlamışlar. Ali’nin içinde bulunduğu elit gruba içinde oldukları avantajlı yaşam tarzını vurgulamak üzere “Gümüş Kaşık” adını verirken, Ahmet’in grubuna “Savaşçı” adını vermişler. Gümüş Kaşıklar, net bir şekilde neredeyse doğuştan başarıya konuşlanmışken, Savaşçıların hep önlerindeki engelleri geçmesi, herkesten çok çalışmaları, çaba harcamaları, hep savaşmaları gerekmiş. Hartley’nin kullandığı kategori isimleri kulağa yargılayıcı gelmekte beraber, kafamızda adayların profilini net bir şekilde oluşturmaya yardımcı olan analojiler.

Güçlüklerden Sıyrılabilen Savaşçı

gucluklerden siyrilabilen savasciHartley özgeçmişleri kişileri yansıtan hikâyeler olarak görüyor. Hartley yıllar içinde insanların mesleki deneyimlerini farklı cinsten kumaşların bir araya getirilmesiyle oluşturulan patchwork’lere benzetiyor ve bu patchwork’leri oluşturan farklı parça ve malzemeleri bir kenara itmeden önce büyük resmi değerlendirmenin gerekliliğine inanıyor. Kariyerden uzak, sırf para kazanma ve hayatta kalma amacı güden işleri sıklıkla değiştiren biri, istikrarsız, odaklanma problemi yaşayan ve yapacakları öngörülemeyen biri olarak algılanabilir. Bu algılar doğru da olabilir. Diğer yandan, farklı bir perspektiften bakıldığında, bu kişinin engelleri ve önüne çıkan olumsuzlukları aşmak için sürekli olarak savaştığını da görürsünüz. En azından, Savaşçı peşin hüküm vermeden önce, bir görüşme şansını hak etmektedir. Bırakın kendisi size bu anlamsız işleri neden yaptığını, o işlerden ne tür kazanımlar edindiğini kendi sözleriyle anlatsın. Güçlüklerin içinden sıyrılabilip kendini kanıtlamak ve tüm beklenilenin aksine başarı kazanmak herkesin yapabileceği bir iş değil, sadece savaşçıların kendilerine inançlarını hiç kaybetmeden yerine getirebilecekleri zorlu bir maraton. Gümüş Kaşık için de hayatta zorluklar olmuştur, iyi bir üniversiteye girmek, derslerinde hep en iyi notları almak, yapılan fedakârlıklar, aşılan zorluklar pek tabii ki vardır… Ancak bu kişilerin her girişimleri başarı hedefli olduğundan ve hayatlarının hiçbir aşamasında yenilgiye uğramaya alışık olmadıklarından, zorlu zamanlarda içlerinden nasıl bir mücadeleci çıkacağını kestirmek zordur. Üstelik günlük işlerde bile, eğer kendilerine verilen görevin, çok basit, sıkıcı veya zekâ gerektirmediğini düşünürlerse, o işi kendilerinden aşağı görür, yapmak istemezler, ucundan tutarak yaparlar. Zaman içinde bu durum daha yaygınlaşır, işin genelini kapsamaya başlar ve bir de bakarsınız, pırıl pırıl elemanınız istifa etmiş. Oysa, Savaşçı ile durum tam tersi bir noktadan başlar. Savaşçı çevresel şartları ve çevresinin ondan beklentisi açısından kaybetmeye koşullanmış gibi görünür, o bunu kabul etmez ve herkesi şaşırtarak başarıya ulaşır.

Hartley de Bir Savaşçıymış

Savaşçının halinden en iyi bir başka Savaşçı anlar… Hartley kendini bir “Savaşçı” olarak tanımlar ve kendi hikâyesini TED dinleyicilerine şöyle anlatır: “Ben doğmadan önce, babama şizofreni teşhisi konulmuştu, parlak zekâsına rağmen hastalığından dolayı normal bir işte çalışamıyordu. Annem, beni ve dört kardeşimi, New York’un karışık bir mahallesi olan Brooklyn’de tek başına yetiştirdi. Biz büyürken hiçbir zaman evimiz, arabamız, bir çamaşır makinemiz hatta telefonumuz olmadı. Dolayısıyla, kendi geçmişimden yola çıkarak, profesyonel başarı ve Savaşçı olmak arasındaki bağlantıyı çözmek için yüksek bir motivasyona sahiptim. Belli konumlara gelmiş liderlerin biyografilerini okuyup, bazı benzerliklere rastladım. Bu liderlerin birçoğu yaşamlarında zorluklara göğüs germiş, yoksulluk, terk edilme, genç yaşta ebeveynlerinden birinin zamansız ölümü, şiddet veya öğrenme güçlükleri gibi problemlerle karşılaşmış ve büyük travmalar yaratabilecek bu problemlerin üstesinden gelmeyi ve de bu mücadeleden daha da güçlü çıkmayı başarmıştır. Zorlukları aşmak insanları güçlendirir, olgunlaştırır; büyümesine, yepyeni bir kişiye dönüşmesine zemin hazırlayabilir. Bilim adamlarının travma sonrası büyüme adını verdiği bu durum birçok liderin başarısına bilimsel açıdan açıklık getirir.”

Mücadeleler Savaşçıyı Güçlendirir

En başarılı girişimler arasında Amerika genelinde yapılan bir çalışmada, katılan girişimcilerin %35’inin disleksik oldukları ortaya çıkmıştır. Daha da ilgi çekici olan, travma sonrası büyüme deneyimleyen girişimcilerin, disleksiyi onlara avantaj sağlayan, istenen bir zorluk olarak tanımlamalarıdır. Bu öğrenme güçlükleri sayesinde, daha iyi dinlemek ve detaylara daha çok dikkat etmek için özen göstermişlerdir. Özünde, talihsizlikler yüzünden değil talihsizlikler sayesinde bugün bulundukları konumlara gelebildiklerine inanırlar. Geçirdikleri travmaları unutmak yerine, bu travmalardan çıkardıkları dersleri her zaman hatırlamayı tercih etmektedirler. Bu deneyimler olmadan belki de o mücadele ruhunu ayakta tutan kasları geliştirmeyeceklerdi.
Savaşçıların en önemli niteliği, tam kontrollerinin olduğu tek insanın kendileri olduğunun bilincindedirler. Bir şeyler ters gittiğinde şöyle sorarlar: “Daha iyi sonuçlar elde etmek için neleri farklı yapabilirim?” Yoksulluk, hayatta kalmak, problemli aileler gibi çok daha büyük sorunları aşıp bugüne geldiklerine göre, işyerindeki problemler onlara çocuk oyuncağı gibi gelir. Başına gelenlere gülebilmek ve sizi destekleyen bir çevre oluşturmak başarı için çok önemlidir. Gülerek stresinizi hafifletebilir, perspektifinizi değiştirmek için bir adım geriye gidebilirsiniz. Bazen bir şeyleri hafife almak ve dışardan bakabilmek iyi gelecektir. Zorlukları aşan Savaşçılar her şeyi kendi başlarına halletmeliler diye bir zorunluluk yoktur. Çevrenizdeki insanları doğru seçmelisiniz. Size destek olan, sizi olumluya, daha iyiye taşıyan insanların çevresinde olmaya özen gösterin. Geçmişe asılı kalan değil, geleceğe yapıcı gözlerle bakan insanları yanınıza çekin.

Orijinal sorumuza geri döndüğümüzde, cevap artık o kadar da net olmaktan çıktı, öyle değil mi? Gümüş Kaşık altın tepside servis edilirken, Savaşçı’ya yakından bir baksamıydım diye içinizden geçiriyorsunuz. Belki de birçoğumuzun hızla elediği adaya şans vermek, şirketiniz için altın bir fırsat oluşturabilir. Savaşçı’ya bir şans verin.

 

Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 26.01.2016 tarihinde yayınlanmıştır.

 

big-data-neden-hepimizi-ilgilendiriyor
Previous Post
Big Data Neden Hepimizi İlgilendiriyor?
patronunuz-muthis-oldugunuzu-dusunuyorsa-daha-da-muthis-olursunuz
Next Post
Patronunuz Müthiş Olduğunuzu Düşünüyorsa, Daha da Müthiş Olursunuz

0 Comments

Leave a Reply