Gelecek Jenerasyon Emeklilik
Emeklilik; çalışmanın, kendinize ve topluma katkı sağlamanın sonu değil. Kendi emekliliğinizi kendiniz yazmaya hazır mısınız?
Amerika’da her gün 10.000 kişi 65 yaşını doldurmakta. 65, yıllardır klasik emeklilik yaşı olarak kabul edilmekteydi. Dünya genelinde 50’li yaşlardan 70’lere kadarki dönemde herkesin kariyerlerini sonlandırması ve zevk üzerine kurulu daha rölantide bir hayata geçiş beklenmekteydi. Geçtiğimiz 20 yılda bu paradigma tamamıyla değişti. The 100 Year Life kitabının yazarı Lynda Gratton ve Andrew Scott’a göre 60’lı yaşlarında olan kişilerin çoğu en az 90 yaşına kadar yaşayacaklar. Diğer yandan, kurumların ve devletin planladığı emekli maaşlarının 30 yıllık bir dönemi kapsayacak bir finansal güvence sağlaması neredeyse imkânsız. Bu ve bunun dışında birçok nedenden, birçok yönetici emekliliği yeniden düşünmekte ve kendileri için yeniden tanımlamakta.
Araştırmacılar bu trend karşısında kurumların nasıl tepki vermeleri gerektiği ve bu trendden nasıl faydalanabilecekleri konusunda incelemeler yapmaktalar. 2004 yılında Harvard Business Review’da yayınlanan, yaşlanma üzerine uzman Ken Dychtwald imzalı yazıda emekliliği emekli etme kavramı tartışılmış. “Emekliliği emekli etmek”ten kastedilen, yaşlı çalışanları şirkette tutarak yeni kültürler yaratmak, deneyimlerin paylaşılması ve esnek çalışma ortamlarının yaratılması.
HBR yazarları, Heather C. Vough (University of Cincinnati İşletme Fakültesi), Christine D. Bataille (Ithaca College School of Business), Leisa Sargent (UNSW Australia Business School) ve Mary Dean Lee (McGill University), York Üniversitesi’nden Jelena Zikic ile beraber yeni emekli olan yöneticilerin katılımıyla bir çalışma gerçekleştirmiş ve finans, doğal kaynaklar ve teknoloji üreticileri firmalarda çalışan ve emekliliği gelen 100 çalışanın emeklilik planlarını araştırmış. Bu çalışmada, finansal anlamda daha fazla birikimleri olması emeklilik sonrasındaki yaşamlarında – ne zaman ve nasıl emekli olacakları konusunda – daha özgürce karar alacakları göz önünde bulundurulduğunda şirketin geleceği açısından emekliliklerinin önemli etkileri olacağından, özellikle müdürlere ve yöneticilere dikkat çekilmiş. Çalışmaya katılan bu 100 kişinin düşüncelerinin ve deneyimlerinin genel teorilerden çok farklı olduğu gözlemlenmiş ve her jenerasyondan insanın ilerleyen kariyerlerinde değerlendirebilecekleri 4 rehber prensip ortaya çıkmış:
1. Senaryo Dışına Çıkmaya Hazır Olun
Araştırmacılar yöneticilerin kariyer hikâyelerini dinlediklerinde, tam zamanlı çalışma ile belli bir yaşa geldikten sonra emeklilik arasında son derece net, bıçak gibi kesilmeyi andıran bir geçiş olmadığını gözlemlemişler. Birçok yönetici kariyerlerinin birbirinden farklı sebeplerle ve şekillerde (çoğu zaman beklenmedik ani zaman çizelgelerine ayak uydurarak) bittiğini paylaşmış. Bir kısım yönetici klasik kurumsal merdiveni çıkıp geleneksel senaryoyu izlerken, diğerleri bir fırsat penceresi açıldığını hissettiklerinde (şirketlerin belli dönemlerde teklif ettikleri cömert emeklilik paketleri) emeklilik için doğru zamanın geldiğine karar vermişler. Tabii bazen de sağlık durumları veya hayatta karşılarına çıkan ve yaşam tarzlarını değiştirmeye zorlayan başka olayların kurumsal dünyayı bırakmayı tetiklediğini görmüşler. Bazıları, kurumsal değişimler, işlerinin stratejik olmaktan çıkması veya kurumdan atılmaya zorlanmak gibi çeşitli sebeplerden emekliliğe ayrılmaya zorlanmış olabilirler.
56 yaşındaki bir genel müdürü düşünün. Uluslararası telekomünikasyon alanında hizmet veren firmasına 32 senedir hizmet etmiş. Geçtiğimiz sene yönetim kurulu kendisinin saygı duymadığı bir adamı yeni CEO olarak atadığında gerektiğinden daha erken emekli olmaya karar vermiş. Bu kararından sonra 4 sene daha kurumunun yeniden yapılandırılmasına yardımcı olsa da, ne zaman işlerin yürüdüğüne ve işini bırakabileceğine ikna olduysa, hemen o zaman işten ayrılmış. Bir üretim firmasının bölgesel satış müdürü olan 49 yaşındaki bir diğer başarılı yönetici, benzer bir hikâye anlatmış. Firmasının sahipleri değiştiğinde ve şirket yeniden yapılandığında, kendisine üç seçenek verilmiş: 1. Coğrafi değişiklik gerektiren yatay bir geçiş, 2. Unvan indirme veya 3. Erken emeklilik paketi. Seçenekler kendisine ilk sunulduğunda, emeklilik için henüz çok erken olduğunu düşünse de, kendisine sunulanlar içinde en iyi alternatifin erken emeklilik paketi olduğuna karar vermiş.
Buradaki ders çok net: Sadece çok az sayıda insanın emeklilikle ilgili tam kontrolü mevcuttur, ne zaman ve nasıl şartlarla emekli olacağımız bizim dışımızda gelişen birçok dış faktör tarafından belirlenecektir. Şirket satın alımları, yönetimde değişiklikler veya stratejik yön değiştirmeler, yeniden yapılanma kararları ve de kişisel yaşamımızdaki gelişmeler sizi bazen acilen emekli olmaya veya emeklilik planlarınızı hızlandırmaya yol açabilir. Kısacası, hayatın her evresinde olduğu gibi, emekliliğin her aşamasını harfiyen planlayamayabilirsiniz.
2. Kendi Emeklilik Metaforunuzu Bulun
Yöneticiler emeklilikle ilgili konuşurken farklı farklı kelimeler kullanırlar. Bazıları iş stresinden detoks adını verir, diğerleri günlük rutinden kurtulma der, bazıları zorlayıcı bir kariyeri ardında bırakma olarak adlandırır. Bazı yöneticiler için sağlık sıkıntıları yüzünden o stresli iş yükünden ayrılma zamanı gelmiştir, diğerleri için ise, hayatlarında Rönesans zamanıdır, şimdi değilse, ne zaman derler kendi kendilerine… Hazır sağlıklıyken, hazır dünyayı gezip keyif alabilirken, hazır çocuklar üniversiteye başlamışken… Bir dönüşüm için doğru zaman gelmiştir. Bu dönüşümün ne tür bir değişim olacağına karar vermek için kendinize önce şu soruyu sormalısınız ve dürüstçe cevaplamalısınız: “Sizin için emeklilik ne anlama geliyor?”
Sizin için Emeklilik Ne Anlama Geliyor?
Elli ve altmış yaşlarındaki yöneticiler kariyer sonrası planları için çeşitli metaforlar kullanırlar. En yaygın metaforlar arasında:
Kayıp; amaçsızlık, unutulma korkusu, bir tür kimlik kaybı.
Rönesans; yeni bir başlangıç, yeni bir sayfa, yeni ilgi alanlarını geliştirebileceğiniz, birçok olanağın sunulduğu boş bir tuval
Detoks; bir tür temizlenme, stresli ve sağlıksız iş ortamından uzaklaşma.
Özgürleşme; işin getirdiği tüm zincirlerden ve kısıtlamalardan arınma.
Yavaşlama; çılgın hızlı rutini olan iş hayatından yavaş, huzurlu bir yaşama geçiş.
Yarışa devam; farklı bir ortamda katkı yaratmaya, profesyonel yetilerinizi kullanmaya devam.
Mihenk taşı; bir fazın bittiği diğer bir fazın başladığı mihenk taşı, yeni hedeflerin başladığı nokta.
Tabii insanların emekli olmadan emeklilikle ilgili görüşleriyle emekli olduktan sonraki görüşleri arasında dağlar kadar fark vardır. Kimilerine emeklilik dışardan bir rahatlama ve özgürleşme gibi görünürken, bazıları emekli olduktan sonra ellerinde olan boş zamanı nasıl kullanacaklarını bilmezler. Diğerleri emeklilikten içten içe korkarken, geliştirdikleri yeni hobiler ve kurdukları dostluklarla ikinci bir hayata başlayabilirler.
Araştırmanın sonucunda, esnek bir yaklaşım izleyen yöneticilerin bir metafordan diğerine daha kolay geçtiklerini ve kendi emeklilik tanımlarını yaşarken yeniden yazmaya hazır oldukları görülmüştür. Bir tanıma sıkışıp kalmaya gerek yoktur. Emeklilik uzun yıllar içerdiği gibi, birden fazla metaforu yaşayacağınız bir dönem de olabilir.
3. Yeni Anlaşma Yapın
İlle de tamamen emekli olmanız gerekmiyor. Çalıştığınız kurumla farklı bir anlaşma yapıp, danışman olarak kadroda kalabilir veya yarı zamanlı olarak yeni projelere katkıda bulunabilir, genç kadroya mentorluk edebilirsiniz. Bu sayede, emekliliğe geçiş dönemini ani değil, aylara yayarak, her iki dünyanın avantajlarını yaşayarak değerlendirebilirsiniz. Bir yandan fikirlerinizin hala değerli olduğunu hisseder, bu fikirlerden şirketinizin yararlanmasını sağlarsınız, diğer yandan da, uzun hafta sonu tatillerini iki haftada bir değerlendirir hale gelirsiniz.
Bu tür bir anlaşmadan hem siz hem de kurumunuz yararlanacaktır. Siz bilgi ve deneyiminizi sizden sonra gelenlere aktarırken, yumuşak bir emekliliğe geçiş süreci sayesinde, siz de kendinizi boşluğa düşmüş hissetmez, zaman içinde yeni hayatınızı keşfetme imkânı bulur, hiçbir şey için acele etmemiş olursunuz. Bu süreç içinde en büyük avantajınız esneklik olacaktır. Kendi zamanlamanızı kendiniz yapmayı, boş zamanlarınızı optimumda değerlendirmeyi bu sayede öğrenirsiniz.
4. Fark Yaratın
Çoğu zaman emeklilik insanların filantropik aktivitelerin içine girdiği, hayır kurumlarında çalıştığı, çevresine katkı sağlamanın yollarını eğitim vererek, yoksullara para yardımı yaparak veya gençlere bir mesleği icra etmeyi öğreterek geçirdiği bir dönem olmuştur. Yeniden üniversiteye gidip bir hayır kurumu nasıl kurulur sorusuna cevap veren dersler alıp, kendi hayır kurumunuzu kurabilirsiniz. Yıllarınızı finans sektörüne verdikten sonra, mikro finansa odaklanıp yoksul insanları borçtan kurtarmayı uygulamaya başlayabilirsiniz. Ufacık başlayan projeler bir iki insanın hayatını tamamıyla kurtaracak, diğerlerine başarı öyküsü olarak anlatılacaktır.
Böyle bir değişimin parçası olmak, insanların hayatına dokunmak birçok emeklinin hayalini süsler… Fark yaratmak için beklemeyin, emekli olur olmaz harekete geçin!
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 14.06.2016 tarihinde yayınlanmıştır.