Şirketler de Kendini Geliştirebilir
Sadece bireylerin değil, kurumların da geliştirmeleri gereken alanlar var ve bu geliştirmeyi gerçekleştirecek yöneticilere büyük görevler düşüyor.
İş hayatımızda geliştirmemiz gereken alanlar, gerek bireysel düzeyde, gerekse takım, departman ve şirket genelinde sıklıkla karşımıza çıkan bir durumdur. Nelerdir bireysel olarak geliştirmemiz gereken alanlar? Kişiden kişiye büyük değişiklikler göstermekle beraber, çoğumuzun kendini eksik gördüğü alanların başında, iletişim yeteneği, topluluk karşısında konuşma, problem çözme becerisi, empati kurma gibi konular gelir.
Bir çok kurumu incelediğimizde; departman veya şirket genelinde, şirket kültürünün içine yerleşmiş, yazılı olmayan ancak herkesin orada çalışarak kısa sürede öğrendiği görünmeyen kurallar, alışkanlıklar ve iş yapış biçimleri olduğunu görürüz. Takımları bireyler oluşturur ve bu bireylerin davranış tarzları değiştikçe, takımların kolektif davranışları da değişiklik gösterecektir.
İş yerlerinde korku kültürü, iletişimsizlik, değişime gösterilen direnç, bürokratik çalışma şekli, müdürlerin mikro yönetimleri, şiddetli rekabet ortamı gibi birçok aşılması gereken sorunlar veya iyileştirilmesi gereken alanlar karşımıza çıkabilir.
Korku Kültürü Nedir?
Bazı kurumlarda hiyerarşi kalın duvarlarla inşa edilmiştir. Çalışanlar raporladıkları insanlardan çekinirler hatta korkarlar. En alt seviye çalışandan en üst seviyedeki CEO’ya kadar bu korku sistemi işler ve herkes tarafından hissedilir ve bu durum tüm iş yapış biçimine yansır; yaratıcı fikirlerin önünü tutar, çalışanların düşüncelerini özgürce ifade etmelerine engel olur.
Korku Kültürü Nasıl Yıkılır?
Korku kültürünü yıkmak için yöneticilerin çalışanlarla iletişimlerini güçlendirmeleri gerekir. Şirket kültüründe açık olmayı desteklemek ve her türlü konunun konuşulabileceğini hatırlatmakla işe başlanabilir. Kimsenin farklı fikirlerinden dolayı yargılanmayacağını ve herkesin fikirlerinin organizasyon için değerli olduğu her fırsatta yenilenmelidir. Hiçbir sorun aptalca olmadığı gibi hiçbir fikir de çılgın veya saçma değildir. Eğer bir çalışanın kafasında bir belirsizlik varsa, çok büyük ihtimalle başka çalışanların da kafalarında net olmayan şeyler vardır. Yeni fikri belki bir tek siz düşünmüşsünüzdür, belki de benzer fikirler başkalarının aklında da olgunlaşmayı beklemektedir. Birinin o ilk fikri ortaya atması büyük projelerin başlangıcı olabilir ve takım kültürü içerisinde kapsamlı işler çıkarılabilir. Çalışanların toplantılara aktif bir şekilde katılması için adımlar atılmalıdır. Korku kültürünü yenmek kolay olmayacaktır; uzun bir süreç ve her koldan yönetici ve çalışanların desteği ve uğraşlarıyla korkuyu yok etmek ve güven ortamı yaratmak mümkün olacaktır. Tüm bu fikirlerin konuşulduğu, soruların cevaplandırıldığı ortamlarda pek tabii ki, fikir ayrılıkları, tartışmalar, olacaktır. Liderlerin görevi, moderatör şapkalarını takıp, herkese söz hakkı vermeye ve sürtüşmeleri medeni bir şekilde gidermeye odaklanmak olacaktır.
İletişimsizlik için Çözüm Basit: İletişim
İletişimsizlik iletişim kurarak çözülür. E-posta, mesaj veya telefonla iletişimin ötesinde bir iletişimden söz etmek iletişimsizliğin çözümünde bir anahtar niteliğindedir. Geleneksel iletişim yüz yüze iletişimden ibarettir. İletişim kurmak istediğiniz kişi karşınızda olsun. Yüzünü, mimiklerini görün. Ne diyor, gerçekten ne demek istiyor anlayabilin. Koridoru geçip mesai arkadaşınızın masasına uğramak, yüz yüze konuşmak, söylediklerini dinlemek iletişim yolunda büyük ilerlemeler sağlayacaktır. Bu konuşmalar sırasında iki kulağımız bir ağzımızın olduğunu unutmamalı, dinlemeyi, kendimizi karşımızdakinin yerine koymayı ihmal etmemeliyiz.
Değişime Gösterilen Direnci Kırın
Değişime direnmek birçok organizasyonun kemikleşmiş kadrosu içinde yaygındır. Birçok deneyimli yönetici kendi usullerinin doğru olduğuna, klasikleşmiş yöntemlerinin tek yol olduğuna inanır, farklı yöntemleri kabul etmezler. Yenilik önerilerini kendi iş yapış biçimlerine yapılan eleştiriler olarak görürler. Ayrıca, değişim masraflıdır, başarısızlık riskini beraberinde getirir. İçinde yaşadığımız dünya değişimlerin, devinimlerin sonucunda bugünlere gelmiştir; değişim kaçınılmazdır. Değişim için en etkili reçete, değişimin somut, ölçümlenebilen yararlarının henüz karar aşamasındayken karar vericiler tarafından değerlendirilmesi ve değişimin uygulanması aşamasında tüm çalışanlar ile paylaşılmasıdır. Bu sayede, değişimin sancılı süreçleri, tamamlandığında elde edilecek faydalar için katlanılır hale gelir. Değişimle ilgili öneriler getirdiğinizde, verileri kullanın ve yöneticilerinizin anlayacağı bir dilde, verileri oranlara, yarar ve verimliliğe bağlayarak stratejinizi anlatın. Zorlu sorulara hazırlıklı olun. Sunumunuzu yaparken heyecanınızı, yeniliğe olan inancınızı yansıtın.
İş Yerinde Arkadaş Edinin
İşyeri içinde ve dışında iş arkadaşlarınızla sosyal ilişkiler kurun. Takımınızla iyi zaman geçirmek için fırsatlar yakalayın. Beraber zaman geçirmekten hoşlanan insanlarla çalıştığınızda gününüz daha huzurlu ve keyifli geçecek, stresli dönemleri beraber atlatmanız daha da kolaylaşacaktır. Daha iyi sonuçlar almak için daha sıkı çalışan bir takımınız olacaktır. Bazen ufacık jestler, kahve araları gibi minik sosyal molalar iş arkadaşlarınızın moral ve motivasyonunun yüksek olması açısından önemli olacaktır. Küçük araları değerlendirmeye, iş ortamında dostluklar kurmaya gayret edin.
Bürokrasiye Savaş Açın
İşyerinde bürokrasi en büyük engellerden biridir. Zaman alır, hiyerarşiyi vurgular, işlerin hızlı ilerlemesine dur der. Başarıya giden basamakları uzatır, takımı lüzumsuz detaylarla oyalar ve yorar, sabır törpüler, insanların projelerle ilgili heyecanlarını öldürür. Bürokrasi, kurumun kendi kendine kurduğu bariyerlere benzer. Oysa her seviyede çalışanlara tanınan ufak özgürlükler çalışanların özgüvenini arttıracak, daha hızlı karar alınmasının ve zaman kaybetmeden icraata geçilmesinin önü açacaktır. Bürokrasi, komplikasyonları beraberinde getiri. Kompleksi basite indirgemek hedeflenen sonucu almanınız kolaylaştıracaktır.
Mikro Yönetime HEMEN Son Verin!
Çalışanlarınızı özgür bırakın. İzin verin keşfetsinler, geliştirsinler, iyileştirsinler ve tüm bunları istedikleri gibi, kendi yöntemleriyle yapsınlar. Siz karışmayın. Yönetici olarak sizin işiniz yönlendirmek, işlerin takıldığı noktalarda ilerlemeyi kolaylaştırmak olmalıdır o kadar. Her bir adımda siz işin içindeyseniz büyük bir sorununuz var demektir. Sorun ya SİZSİNİZ ya da ÇALIŞANINIZ. Ya siz her şeyi kontrol etmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz, siz olmadan işlerin gitmeyeceğine kendinizi inandırmış durumdasınız ya da işler gerçekten siz olmadan gitmiyor yani takımınız yanlış insanlarla dolu. Durum birincisiyse, kendinizi, ikincisiyse gene kendinizi değiştirmelisiniz. Birincide yapmanız gereken, geri durmayı öğrenmek, karışmamak, dilini ısırmak, bir şey söylememek, her an gönderdiğiniz adım adım yapılacaklar listesini kendinize saklamaktır. İkinci durumdaysanız, öğretmen şapkanızı takıp takımınızı kendi ayaklarının üzerinde duran profesyoneller haline getirmelisiniz. Olmuyor mu? Tüm çalışanlarınız yetenek ve bilgi dağarcıklarını en etkili şekilde kullandıkları konumlarda mı çalışıyor tespit etmeli ve takım çalışmasını daha etkili hale getirmenin yollarını aramalısınız. Gene de mi olmuyor? O zaman takımı yeniden kurmaya hazırlanın.
Şiddetli Rekabeti Desteklemeyin
Takım içinde rekabeti körü körüne desteklemek tehlikelidir. Birini överken diğerlerini yerer, takımda kıskançlık, çekememezlik ve husumet ortamı yaratırsınız. Çalışanlarınız birbirlerine rakip olarak bakarlar, yardımlaşma ortadan kalkar. Birbirini geçmek için bilenen bireylerin hırsı departmanınıza ve şirket geneline kısa vadede yarar sağlayabilir ancak orta ve uzun evrede herkese büyük zararlar getirecektir. Oysa herkesin birey olarak sivrildiği, yaratıcılığının ve çalışkanlığının sonucunda başarısının parladığı zamanlar olacaktır. Bunların kutlanması ve desteklenmesi gerekir. Olumlu anlarda takdir göstermek ve kutlamakla beraber, takım olduğunuzun altını çizin. Kişilere odaklanmak yerine, takımınızın başarısını vurgulayın.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 16.08.2016 tarihinde yayınlanmıştır.