Kariyerinizin Her Evresinde Değiştirmeniz Gereken 4 İş Alışkanlığı
General Electric (GE) yöneticisi, Danielle Merfeld, Fast Company için kaleme aldığı yazıda liderlik rolleri genişledikçe iş yapma metotlarını değiştirmeyi öğrendiğini yazar.
Henüz kariyerinin ilk yıllarındayken, GE’nin Küresel Araştırmalarının bir parçası olan semikondüktor laboratuvarında, 15 kişilik bir takımı yönetmeye başlar. Kariyerinin o döneminde bu rol büyük bir adımdır, oysa bugün Merfeld 28 laboratuvarda çalışan 500 kişinin üzerinde araştırmacı ve araştırma merkezlerindeki 2000 kişiyi yönetmektedir. O ilk değişim – takım elemanı, kontribütör rolünden lider rolüne geçiş kolay değildir, bu adım Merfeld’e kariyeri boyunca yapacağı kariyer değişikliklerinde nasıl hareket etmesi, büyük resmi, stratejisini ve önceliklerini nasıl belirlemesi gerektiğiyle ilgili önemli ipuçları vermiştir.
Merfeld’in sırrı önceliklerini belirlemesindedir. Önce büyük resmi ve yapılması şart olan birkaç ana maddeyi görür, analiz eder ve işe koyulur. Her ay yapılması gereken 3 şey nedir belirler ve her gününü bu 3 şeyi yerine getirmek üzere ayarlar. Yeni bir rol veya fırsat önünüze çıktığında, iş önceliklerinizi ve alışkanlıklarınızı yeniden belirlemeniz gerekir. Birçok bilinmeyen vardır. Neyi nasıl yapacağınızı, nelerin işe yarayacağını kestirmeniz zordur. Bu öncelikleriniz sadece işle de sınırlı kalmaz, iş dışındaki hayatınız, aileniz, öncelikleriniz hayatınızın dönemlerine göre büyük değişiklikler gösterecektir. Tüm değişikliklere rağmen, belli prensipler doğrultusunda ilerlemeniz işlerinizi kolaylaştıracak, doğru yolu bulmanıza yardımcı olacaktır.
Merfeld bu prensipleri dört ana maddede toplar:
1. Patronunuza daha az bağlı olun.
Burada sözünü ettiğimiz bağlılık sadakat değil, otonomi.
Kariyerinin başında patronun önceliklerini anlamak ve iyi bir performans göstermek için en iyi yol etkili iletişim kurmaktır. Sorular sorarsınız, yüz yüze toplantılar yapar, dirsek teması kurarak çalışırsınız. Yaptığınız işle ilgili gelişmelerden patronunuzu haberdar etmek doğal bir işleyiş içinde gerçekleşir ve bu durum yeteneklerinizi geliştirmek ve kariyerinizde ilerlemeniz açısından sizin için iyi bir durumdur. Bu şekilde güven oluşturur, yeteneklerinizi ispat eder ve zaman içinde terfi alırsınız.
Ancak belli bir noktadan sonra, patronunuzun beklentilerinin yönü değişecektir, artık birden fazla aynı tip kararlar vererek, projeleri yürüterek deneyim kazanacak ve kendi kendinize işleri yürütür hale geldiğinizde, her bir detayı patronunuzla paylaşmanız gereksiz olacaktır. Yöneticinizin yönlendirmesine gerek olmadığı konularda kendisini cc’de tutup, onun harekete geçmesini beklemek işleri yavaşlatacaktır. Patronunuzun benim neyi onaylamamı bekliyorsun sorusunu sormasını beklemeyin. Zaman içinde işi öğrenip üstünüze daha çok sorumluluğun verilmesi, bazı işlerin onay beklemeden tıkırında ilerlemesini sağlamanız çok doğaldır. Sorumluluk aldıkça liderlik yetilerinizde ilerlemiş, kendi iş bilginiz, sağduyunuz ve deneyiminizle problemleri pratik bir şekilde çözer hale gelmiş olursunuz. Her bir sıkıntıda patronunuzun kapısını çalmaktansa, çok büyük sorunlar olmadıkça işleri kendi başınıza çözmeniz beklenir. Eğer bir mikro yöneticiyle çalışmıyorsanız, patronunuzun sizden beklentisi de bu yönde olacaktır. Eğer siz işi bilmiyormuş gibi her şeyi patrona sormaya devam ederseniz, kendinize güveniniz sorgulanacak, vasıflarınızın yetersiz olup olmadığı merak konusu olacaktır. Bu noktaya gelmeden hemen taktik değiştirmeli ve gereken yerde karar vermeyi ve elinizi taşın altına koyma cesaretini göstermelisiniz.
Kariyerinizde ilerledikçe, patronla işleri yürütme üzerine değil, strateji konuşmak için zaman geçirecek, kendisinden kariyeriniz veya sektörle ilgili mentorluk alacak seviyede olacaksınız; yani, her hafta toplanmanıza gerek olmayacak. Aranızda mesafenin açılmasından endişe duymayın, bilakis bu mesafeyi lehinize çevirin, farklı bir güven oluşturmak için kullanın. Kendi takımınızı yönetebildiğinizi patronunuza kanıtlayın. Daha fazla otonomi istiyorsanız, kendi bağımsızlığınızı kendiniz yaratın.
2. Yapılacakları daha uzun zamanlara yayın.
Giriş seviyesindeki işlerde çoğu zaman başkalarının onayına ihtiyaç vardır. Kariyerinizin başındaysanız, yöneticileriniz işinizi daha yakından takip etmek durumundadır, size günlük işlerinizde dahi yön verme çabasında olurlar. Bu yakından takip ve yön verme iş yükünüzün hızını da belirler. Ancak kariyer merdiveninde yukarı çıktıkça, kendi zamanınızın efendisi olursunuz. Hangi işe ne kadar zaman ayırmanız gerektiğini, neleri ne kadar zamanda tamamlayabileceğinizi analiz eder; günlük işleri araya sıkıştırırken, stratejik planlamayla yapılacakları daha uzun zamanlara yaymayı öğrenirsiniz. Bazı günlük işler refleks gibi hızlı ilerlerken, diğer işler uzun soluklu gelişim ve değişimin öncüsü olacaktır. Kariyerinizde başarınızda bu farklı tipte işleri dengelemenin önemi büyüktür.
İşinizi haftalar, günler, aylar ve çeyrek yıllar gibi belli dönemlere bölmeye çalışın. Kendi hızınızı ve takımınızın hızını kendiniz belirleyin. Her şeyi ayın son haftasına bırakmaktan kaçının, dengeli bir dağılım yapın. Bu sayede hem stres seviyenizi belli bir noktada tutabilir hem de performansınızı optimuma taşıyabilirsiniz.
3. Bir koç gibi yönetmeye başlayın.
Yöneticilik rolündeyken çalışanlarınızın sizden beklentisi detaylı, yapıcı ancak dürüst geribildirimler duymak olacaktır. Kariyerinizde ne kadar ileri bir pozisyondaysanız, takımınızın sizden beklentisi o kadar yöneticilikten koçluğa kayacaktır. Yaptıklarını kontrol etmek her yöneticinin yapacağı iştir, ancak kariyer ve yaşama yönelik tavsiyeler vermek, çalışanını profesyonel açıdan geliştirmek çok daha etkili bir yönetim gerektirir.
Yeni yöneticiler çoğu zaman takımlarıyla performans odaklı konuşmalar yaparlar. Takımlarıyla bağlılıklarını somut sonuçlar üzerinden onları motive ederek sağlayacaklarını düşünürler. Ancak direktörlük gibi daha büyük takımları yöneten bir role geldiğinizde yapılan işten ve alınan sonuçlardan biraz daha derinlere inmek gerekir ve işleri yapma ve sorumlulukları yönetme gibi alanlarda ne gibi yaklaşımların başarılı olacağı üzerine konuşulmaya başlanır. Yani, somuttan daha soyut kavramlara geçirilir. Detaylar oluşmuştur, sıra birkaç adım geriye gidip uzaktan olup bitenleri görmek, daha büyük stratejilere imza atmaktır.
Liderlerin koçluk yaparak takım arkadaşlarını birer koça çevirmesi gereklidir. Bunu yapabilmek için, birden çok takımı bir bütün olarak değerlendirmek gerekir. Bir takımın ortak değerler ve amaçlar uğrunda tek bir organik varlık gibi hareket etmesi doğrultusunda, o takımının üyelerinin birbirine karşı sorumluluk duyması ve birbirine farklı alanlarda koçluk etmesi mümkün olacaktır.
4. Şirket dışında da bir mevcudiyet oluşturun.
Son olarak Merfeld’in oldukça önemli bulduğu bir iş alışkanlığı da, kariyer gelişimini işyerinin ötesine taşıyabilmektir. Şirketinizin, departmanınızın ötesinde bir profesyonel profil yaratmalısınız. Bu profil sosyal medyadaki aktivitelerinizden, yayınladığınız makalelere, konuşmacı olarak katıldığınız konferanslara kadar geniş bir kapsamda değerlendirilebilir. Bu aktif katılım ve mevcudiyet, daha geniş sorumluluğa sahip olduğunuz yönetim rollerinde daha da farklı boyutlar kazanacak. Sektörünüzde herkesin sizi tanıdığı, saygı duyduğu ve fikir aldığı bir fikir lideri haline geleceksiniz. Bilgi ve deneyiminizi farklı yaş ve meslekten profesyonellerle paylaşabileceksiniz. Bilgi paylaştıkça çoğalır, güç haline gelir. Paylaşın.
Merfeld her kariyer değişiminden sonra aynı yolu izlediğini söyleyerek yazısını bitirir. Önceliklerini incelemek için bir adım geri durur, odağını yeniden bulur ve bir gözünü her zaman büyük resme sabitler. Böylece, ne kadar değişiklik yaşanırsa yaşansın, bu yolla kendine yeni bir yol çizer ve hep doğru yolu bulur.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 04.10.2016 tarihinde yayınlanmıştır.