Kariyerimizden Alıkoyan Angaryalar
Kadınsanız, evde ve ofiste angaryanız erkek çalışma arkadaşlarınıza göre çoktur. Zaman yönetimi sizin için çok önemli, sakın unutmayın!
Emine Hanım bunalmıştı. Özel hayatı; ev işleri, çamaşır, bulaşık, temizlik, fatura ödeme, çocukların faaliyetlerini planlama, futboldan piyano derslerine mekik dokuma ile geçiyordu. İş hayatı da monoton bir şekilde sürüp gidiyordu; her sabah işbaşı, telefonlar, e-postalar, bitmek bilmeyen toplantılar, toplantı notları, yapılacaklar, yeni projeler, giderilmesi gereken sorunlar… Birçok yapılacaklar listesi ve yarım kalan maddelerin üzerine eklenen yeni işler… Çok yoğundu ama mutluydu, işleri halletmeyi, problemleri çözmeyi ve en çok da kendini faydalı hissetmeyi seviyordu. Herkesin kendisinin yapabilirliklerinden emin olduğunu, her başarısında bir kez daha görüyordu.
Bir gün kendisine teklif edileceğinden neredeyse emin olduğu bir terfii alakasız birine verdiler ve işler değişti… Sıkılmış, üzülmüş, kızmış, haksızlığa uğramıştı. Gün içinde iş için ayıracağı bir dakikası daha yoktu, üstelik hali hazırda işe ayırdığı zaman onu iş arkadaşlarından daha verimli yapmaktaydı zaten. O zaman kurumsal merdiveni tırmanmaya yarayacak şey neydi? Mevcut yaptığı şeylerin yanında ne yapması gerekiyordu?
Emine Hanım bunalmıştı. Özel hayatı; ev işleri, çamaşır, bulaşık, temizlik, fatura ödeme, çocukların faaliyetlerini planlama, futboldan piyano derslerine mekik dokuma ile geçiyordu. İş hayatı da monoton bir şekilde sürüp gidiyordu; her sabah işbaşı, telefonlar, e-postalar, bitmek bilmeyen toplantılar, toplantı notları, yapılacaklar, yeni projeler, giderilmesi gereken sorunlar… Birçok yapılacaklar listesi ve yarım kalan maddelerin üzerine eklenen yeni işler… Çok yoğundu ama mutluydu, işleri halletmeyi, problemleri çözmeyi ve en çok da kendini faydalı hissetmeyi seviyordu. Herkesin kendisinin yapabilirliklerinden emin olduğunu, her başarısında bir kez daha görüyordu.
Bir gün kendisine teklif edileceğinden neredeyse emin olduğu bir terfii alakasız birine verdiler ve işler değişti… Sıkılmış, üzülmüş, kızmış, haksızlığa uğramıştı. Gün içinde iş için ayıracağı bir dakikası daha yoktu, üstelik hali hazırda işe ayırdığı zaman onu iş arkadaşlarından daha verimli yapmaktaydı zaten. O zaman kurumsal merdiveni tırmanmaya yarayacak şey neydi? Mevcut yaptığı şeylerin yanında ne yapması gerekiyordu?
Emine hanım veya onun Amerikalı dengi Susan, uluslararası liderlik uzmanı, Rebecca Shambaugh’un ofisine liderlik ve kariyer üzerine tavsiye almak üzere geldi. Shambaugh’un Harvard Business Review için yazdığı yazıda Susan’ın içine düştüğü durum istisnai değil bilakis kurumsal iş dünyasında birçok kadının karşılaştığı alışılmış bir durumdu. Potansiyeli yüksek, yetenekli kadın liderlerin güçlü kariyer hedeflerinin birer yanılsamaya dönüşmesinden başka bir şey değildi. Bunun en önemli sebeplerinden biri kadınların ofis içinde ve dışında geçirdikleri zamanın dağılımı ve yaptıkları ya da yapmak zorunda oldukları kariyer dışı işlerde gizliydi. İş istatistikleri verilerine göre, Amerikalı kadınlar erkeklere göre günde bir saat daha fazla zaman harcamakta. İstatistik Bürosunun araştırmasına göre, kadınlar erkek çalışanlara göre ortalamada yarım saat kadar daha fazla çalışmakta. (Kadınlar 7.8 saat çalışırken, erkeklerin ortalama mesaisi 8.4 saat.) Kadınların evlerindeki sorumluluğun işteki zamanlarından çaldığını söylemek pek de yanlış olmaz.
Basit bir zaman dengesizliğinden ötede, cinsiyetler arası farklara bakıldığında işyerinde kadın ve erkeğin ne işlerle uğraştıklarıyla ilgili de farklılıklar göze çarpıyor. Skillsoft ve Eudemonia firmalarının 2015’te tamamladıkları bir çalışmaya göre, kadınların çevrelerindekilerin ilerlemesi için yaptıkları aktiviteler kendi kariyer yolculuklarında bir engel teşkil edebiliyor. Kadınların erkek meslektaşlarına göre, beraber çalışma, yardımlaşma ve duygusal zekâ gibi alanlarda daha iyi oldukları birçok araştırmayla kanıtlanmış durumda. Koçluk yapmak, iş arkadaşlarını geliştirecek aktivitelerde bulunmak, karşısındakini dinlemek, beklentileri ve ödülleri belirlemek, çevresindekilere rol modelliği yapmak ve onlara liderlik konusunda ilham vermek kadınların daha aktif bir şekilde katıldıkları roller. Bunlar oldukça zaman harcanan ve kişinin kendisinden çok çevresine yatırım yapması gereken ve de çoğu zaman terfilerle sonuçlanmayan aktiviteler.
Örneğin, Susan’ın durumuna geri dönelim. 360 derece geribildirim sistemi içinde yöneticileri, çalışma arkadaşları ve ona raporlama yapan kişiler tarafından değerlendirildiğinde, takım çalışması ve dâhil edici liderlik stilleri alanında en yüksek puanları almakta. Ancak bir karar alınmadan şirketin yöneticileri, yatırımcıları hatta ana müşterilerinin görüşlerini almayı ihmal etmediğinden, kararlı olmak, doğrudan düşüncelerini söyleyebilmek ve strateji geliştirmek alanlarında erkek iş arkadaşlarının gerisinde kalmakta. Bir diğer deyişle, bu alanlarda düşük puanlar alması terfiine mal olmakta.
Yüzlerce 360 derece geribildirim anketini incelediklerinde, Susan’ın yalnız olmadığı net bir şekilde ortaya çıkmakta. Kadın liderlerin %88’i kadın liderlik nitelikleri arasında sıklıkla rastlanan kolaboratif liderlik alanında en yüksek puanları almakta. Bu oldukça olumlu bir özellik olmakla beraber, ki işbirliği ve takım çalışması son dönemlerde şirketlerin özellikle vurguladıkları bir çalışma şekli, verilere yakından bakıldığında, kolaboratif liderlik pek de olumlu sonuçlar getirmiyor.
Örneğin, bir tek kararın verilmesi, tarafların konsensüse varması beklendiğinden, zaman zaman aylar sürebiliyor. Çalışanların görüşlerinin alınması, yatırımcılara ve tedarikçilere danışılması ve varılan kararla ilgili iletişime geçilmesi, duygusal zekâ ile yapıldığında telefon konuşmaları, yüz yüze görüşmeler, kahve araları ve daha birçok buluşma ve görüşmeyi gerektiriyor. Bu sadece değişimin ne olduğunun anlatıldığı ilk adımları oluşturuyor. Kadın liderler bu rolü benimseyerek fikrin ne kadar ilham verici olduğunun altının çizilmesinde, beklentilerin ve fikrin getireceği avantajların vurgulanmasında ve uygulama zamanı geldiğinde işleyişin bu sistemlere göre adapte edilmesinde önemli bir rol modelliği görevi üstlenmekteler. Bu sözünü ettiğimiz süreç, kadın liderin normalde yapmakta olduğu işin üzerine, 24 saat 7 günlük bir diğer tam zamanlı işi yürütmesi anlamına gelmekte. Oysa erkek liderlerin iş yapma yöntemi çok daha direkt bir yol izliyor. Net bir aksiyon planı oluşturuyorlar ve kararı çoğu zaman etraflarına fazla danışmadan kendileri veriyorlar.
Yani, genelleme yapıldığında kadın ve erkeğin iş yapış biçiminden kaynaklanan farklılıklar büyük. Kadın liderler ofiste erkek liderlere oranla daha az zaman geçirmekle kalmıyor, kolaboratif bir iş yapış biçimini benimsediklerinden daha uzun sürelerde sonuca ulaşıyorlar. Sonuçları her şeyin üzerinde tutan iş dünyası için bu daha az sayıda kadının terfi alması anlamına geliyor. Kadınların daha uzun saatler yarışmaları gerektiği ve erkeklerin iş yapış biçimleriyle yarışmaları gerektiğini unutmamaları gerekli.
Kadınların kariyerlerinde ilerlemeleri ve saatin kendi avantajlarına ilerlemesini sağlamaları için Shambaugh’un önerileri şöyle: