Sizin Çalışma Stiliniz Nedir?
Hayalperest misiniz, yoksa aksiyon insanı mı? Hep kumanda etmeyi mi ya da çevrenizdekileri desteklemeyi mi tercih ediyorsunuz? Sizin iş yapma stiliniz nedir?
Optik illüzyon veya göz yanılsaması diye bilinen resimleri bilirsiniz. Her resme bakan kendi algısı doğrultusunda farklı şeyler görür. Aynı resim içinde gizlenen yaşlı ve genç kadın resmi meşhurdur. Kimi genci, kimi yaşlıyı görür ve bakış açısını değiştirip diğerini görmekte zorlanır. Aslında iki resim iç içedir, insanlar içinde oldukları psikolojilerine, hangi yaşta olduklarına göre, farklı bir resim görürler. Optik illüzyonlar insan algısının ne kadar göreceli olabileceğinin en iyi örneğidir. Aynı olayı iki insan çok farklı görebilir. Aynı senaryonun iki insan üzerinde yarattığı izlenim çoğu zaman oldukça farklıdır, hele ki o iki insan etkileşim halinde değilse, bambaşka deneyimler ve düşünceler ortaya çıkar. İnsanların bu farklı düşünceleri kişilik özellikleriyle ve kişilik özelliklerinden yola çıkarak edindikleri çalışma stilleriyle yakından ilgilidir.
Asana firmasının blogunda yayınlanan yazıya göre, çalışanların kişilik özellikleri, iş yapma stillerini ve takım çalışmalarını doğrudan etkilemekte. Pazarlama takımının, Carl Jung’un psikolojik tipler üzerine yaptığı çalışmaya dayanarak derlediği çalışma ile kişilerin iş yapma stilleri göz önüne alınarak takım için nasıl daha etkili çalışabilecekleri değerlendiriliyor. Çalışmaya katılmadan önce katılımcılar kişilik tiplerini saptamak üzere bir test yapıyorlar ve test sonuçlarını birbirleriyle karşılaştırıyorlar. Amaç, katılımcıların kişilik özelliklerinin kaynağına inip, takımların çalışma stillerini anlamak ve bu stil çerçevesinde nasıl daha verimli çalışılabileceğini programlamak.
Kişilik Tiplerini Fark Etmek
Harvard Business Review’daki Tomas Chamorro-Premuzic ve Dave Winsborough imzalı makale, insan ilişkilerindeki dinamiklerin kişilerin yetenek ve deneyime değil, kişilik özelliklerine bağlı olduğunu vurgulamakta. Çalışanlar projeleri yürütme veya sunum yapma konusunda pratik yaparak ve çevrelerindekilerin tavsiyeleriyle kendilerini geliştirebilirler ancak hiçbir zaman kendileri olmaktan vazgeçemezler. Eğer içe kapalı ve rahatına düşkün veya rekabetçi ve agresif bir kişiyseniz, koçluk ve pratik yapmak sizin bu kişilik özelliklerinizi değiştirmeyecektir. Tam da bu sebepten takım içindeki kişilikleri tanımak önemlidir. Kendinizin ve takımınızda çalışanların kişilik özelliklerini bilirseniz, farklı iş yapma stillerine uyan bir strateji geliştirir, herkesin rahat edeceği bir düzen ve ritim yakalayabilirsiniz.
İş Yapma Stilleri
Kumandanlar ve Destekçiler
Herhangi bir takım toplantısını gözlemlediğinizde, bir veya iki kişinin gündemi götürdüğünü, açıklamalar istediğini, verilen kararları sorguladığını ve sonuçlara nasıl gidileceğini sürekli takip ettiğini görürsünüz. Bu kişiler takımınızın “kumandanları”dır. Kararlıdırlar, agresiftirler, hesap sormaktan çekinmez, doğrudan sorgularlar. Hedeflere ve sonuçlara odaklanırlar. Genellikle işlerden sorumlu kişilerdir; hızlı sonuç alınmasını isterler, ofis dedikodusuyla, laklakla zaman kaybedilmesini hoş karşılamazlar. “Bu işin şuan yapılmasını istiyorum.” onlardan sıkça duyacağınız bir cümledir.
Kumandanlar çoğu zaman sabırsız ve fazla açık sözlü görünseler bile, onları ofis kabadayısı olarak adlandırmak haksızlık olur. Sadece lafı dolandırmadan konuşmayı severler ve işin direkt sonuçlara bağlı kısmıyla ilgilenirler. Onlarla iyi geçinmek ve etkili sonuçlar almak için en akıllıca yol, onlar gibi doğrudan mesaj vermek ve hedeflerinizi ve sonuçları sayısal değerlere bağlayarak konuşmak olacaktır. Diğer bir deyişle, bu tip patronlara 600 kelimeyle projenin en ince detaylarına inen bir rapor hazırlamayın.
Destekçiler daha rahattırlar ve önlerinde ne varsa ona odaklanmayı tercih ederler. Projeleri tamamlama konusunda istikrarlı ve güvenilirdirler, takımlarını asla yarı yolda bırakmazlar ve çevrelerindekileri destekler, motive ederler. Bireysel katkılarda bulunmaktan büyük mutluluk duyarlar, farklı farklı fikirleri dinlemeyi zaman kaybı olarak görmez, başkalarının fikirlerinin duyulmasından, onlara fırsat verilmesinden mutlu olurlar. Rahat görünümleri yüzünden takımı geri çekiyor veya proaktif katılımda bulunmuyor gibi anlaşılabilirler. İşlerin rutin ve tıkırında gitmesinden mutlu olduklarından en atılımcı takım elemanı olmamaları doğaldır. Aynı sebeplerden, değişime en hızlı ayak uyduran kişi de olmayacaklardır. Destekçilerin birçoğunun ille de müdür olacağım gibi bir dertleri de yoktur. Eğer siz kumandan stilinde çalışıyorsanız ve takımınızda destekçiler varsa, onlara sabır göstermeli ve hislerini dile getirmeleri için ortam yaratmalısınız. Onları karar alma konusunda sıkıştırmayın veya anlık plan değişiklikleriyle rutinlerini bozmamaya çalışın.
Hayalperest ve Aksiyon İnsanı
Sürekli beyin fırtınası toplantıları ayarlayan ve yeni fikirleri konuşmaktan büyük heyecan duyan birilerini tanıyor musunuz? Bu arkadaşlar hayalperesttir. Yeni fikir adamları olarak görünen hayalperestler farklı insanlarla vizyonlarından, kurdukları hayallerden konuşurlar. En büyük yetenekleri açık iletişim stilleridir. Bu sayede, takım arkadaşlarını hızla ikna eder, yeni fikirlerle ilgili heyecanlandırırlar. Hep büyük resmi görürler, ancak en büyük zaafları fikirlerini aksiyona dökmektir. Kendi fikirlerinden doğan projelerin zaman çizelgesini gördüklerinde hemen uykuya dalarlar.
Onları detaylara boğmak yerine, onların fikirlere duydukları heyecanlarını onlara aynen yansıtın ve teslim tarihleri ve proje detayları konusunda onlara mümkün olduğunca esnek davranın. Baskı yaratıcılıklarına iyi gelmeyecektir. Bir proje içerinde hem büyük resmi gören hayalpereste hem de detaylara odaklanan aksiyon insanına ihtiyaç vardır.
Aksiyon alan insan planları hayata geçirendir. Proje ne kadar karmaşık olursa olsun, her detayı takip etmenin yolunu bulur, işlerin yürümesini, fazların aşılmasını sağlar. Süper organize oldukları gibi, sistematik bir düşünce yapısına sahiptir. Detaylı araştırır, düzenler, emin olduktan sonra hayata geçirirler. Bazen detaylarla o kadar haşır neşir olurlar ki, büyük resmin ne olduğunu unuturlar. Böyle durumlarda, bir kumandan veya hayalperestin devreye girip, kurumun vizyon ve misyonunu hatırlatmasında yarar vardır. Aksiyon insanı profiliyle çalışıyorsanız, iletişiminizi yazılı yapın ve karşınızdakine büyük bir karar vermeden yeterli süre tanıyın.
Kelebekler vs. Sarı Şebboylar
Bir diğer deyişle, dışa dönük ve içe kapalılar. Kelebekler enerjilerini başkalarının etrafında olmaktan alırlar. Sosyalleşmek onları besler, daha üretken olmalarını sağlar. İşyerinde, kelebekler takım toplantılarını organize etme ve yönetmeye gönüllü olurlar, müşteriyle birebir görüşme fırsatı yaratmaya çalışırlar ve iş arkadaşlarıyla hemen her konuda konuşmak için bahane bulurlar. Oysa, bu gibi durumlar sarı şebboyların dikkatini dağıtır, onlar sessiz sakin ortamların insanıdır, ille de çekingen olmaları gerekmez ancak çalışmak için kendi başlarına olmayı tercih ederler, ofisin sessiz köşelerine saklanır, sakin bir şekilde işlerine konsantre olurlar. Okullar, iş yerleri hep dışa dönük insanlara göre tasarlanmıştır. Çevrede fazla sayıda uyarıcı (sosyalleşme alanları, departman toplantıları vs..) vardır. Bu uyarıcılar dışa dönüklerin kendilerini göstermeleri için idealdir, ancak içe dönükler için rahatsızlık veren ortamlardır. Ofiste en büyük yanlış anlaşmalar bu iki tip kişiliğin birbirleriyle iletişim kuramamasından çıkar.
İş Yapma Stilinde Çeşitlilik Lazım
Takımınızın farklı iş yapma stillerine sahip çalışanlardan oluşması büyük bir zenginliktir. Zıtlar birbirlerini tamamlar. Kimi büyük resme bakarken, diğeri detayların efendisidir. Bazısı fikirlerini doğrudan takır takır söylerken, diğeri bir süre sessiz kalıp önemli kararları enine boyuna düşünüp vermek ister. Herkes birbiriyle geçinme arayışında olduktan sonra iletişim kurulur. Farklılıklar, ortak paydalarda buluşulmasının önüne geçmez. Herkes kendini dengeler, orta yollar yaratılır.
Takımınızda çeşitli iş stillerini benimseyen çalışanların olması iş verimliliği ve ulaşılan sonuçlar açısından büyük bir avantaj haline gelir.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 19.04.2016 tarihinde yayınlanmıştır.