Hayatınızın İşini Bulmak için 7 Ders
Hayatınızın işinin bir gün ansızın karşınıza çıkacağını beklemeyin, o işi bulmak için savaşın. İşini tutkuyla yapan insanlardan dersler almaya bakın.
Hayatınızın işini bulmak, ya karakterinizle doğru kariyeri birleştiren testleri yaparken ya da yeni işinizden ayrıldıktan sonra bir sonraki adımla ilgili pek de fikir beyan edemezken bir dostunuzla veya hiç tanımadığınız biriyle samimi bir sohbet sırasında gündeme gelmiştir. Beyaz atlı prensin çıkagelmesi, piyango kazanmak veya ıssız bir adaya düştüğünüzde yanınıza alacağınız 3 şey gibi klişeleşmiş bir kavram haline gelmiştir hayatınızın işini bulmak. Bulmak için aramak lazımdır. Bu düşlerinizi süsleyen iş damdan düşer gibi paldır küldür önünüze çıkmayacaktır. Aktif bir şekilde harekete geçmeniz ve yılmadan aramanız gereklidir.
Hayatlarının işini bulanlar çoğu zaman büyük fedakârlıklarda bulunmak, belli şeylerden vazgeçmek zorunda kalırlar. Zorlu kararlar verirler, kimi zaman uzun zamandır vermekte oldukları emeklerini yarıda bırakıp, yeni yollarında yürümeye karar verirler, kimi zaman bu süreçte sevdikleriyle ters düşerler.
TED 2015 Ödülüne layık görülen Dave Isay, TED konuşmasında mesleklerine tutkuyla bağlı insanların içinde bir ateş olduğunu söyler. Bu insanlar sabah ofislerine gidip işlerinin başına geçmek için can atarlar. 13 yıl kadar önce Isay hayatının işini StoryCorps projesiyle yaşamının bir parçası haline getirir ve cesur bir hareketle alışılagelmiş belgesel işini ters yüz eder.
Geleneksel olarak belgeseller; sanat üretimi, eğlence ya da eğitim konularında pek çok insanla yapılan görüşmeleri kaydetmek üzerine kuruluyken, Isay görüşmelerin kendine odaklanır. Bu sayede, çok daha fazla sayıda insanın hikâyesi dinlenecektir. 13 sene önce New York’taki Merkez Gar’a, herhangi birinin, onurlandırmak istediği biriyle, hayatlarıyla ilgili görüşme yapabileceği bir kabin koyar. İnsanlar bu kabine gelir, çok değer verdikleri bir insanla beraber, kayıt altına alınan samimi bir sohbet yaparlar. Örneğin, dedenizle karşılıklı oturur, çocukluğunuzdan, anne babanızdan, kendisinin tanık olduğu insanlık tarihinin önemli olaylarından konuşursunuz. Oturumun sonunda görüşme kaydının bir kopyası size verilir, diğeri Meclis Kütüphanesi’ndeki Amerikan Halk Yaşamı Merkezi’ne gönderilir. Böylece büyük büyük büyük torununuz bir gün büyükbabasının sesini ve bu sesle anlatılan hikâyeyi dinleyebilir. Yani, kendi tarihçesini bizzat kendi ailesinden birinin sesinden öğrenebilir.
Bu görüşmeler veya sohbetler sırasında Isay’ın dikkatini bu samimi konuşmaların sahibi kişilerin meslekleri çeker. Yaptıkları mesleğe nasıl karar vermişlerdir? Hayatlarına anlam kazandıran bu mesleği nasıl bulmuşlardır? Nedir bu mesleği onlar için vazgeçilmez kılan? Ardından geçtiğimiz yıl bu insanların hayatlarının mesleklerini nasıl bulduklarına dair hikâyeleri “Callings: The Purpose and Passion of Work” kitabında derlemiş. Bu kitaptan 7 temel ders çıkarmış ve TED için yazdığı bir makalede yayınlamış. İşte, Isay’in 7 maddelik rehberi:
1. İdeal mesleğiniz Venn diyagramındaki üç şeyin kesişimi olmalıdır: iyi olduğunuz bir işle uğraşmak, takdir görmek ve işinizin insanların yaşamlarını katkı sağladığına inanmak.
Bu üç kriter bir araya gelince, şimşek çakmasına benzer bir durum olur. İlle de kişinin cerrah olması ve insan hayatını kurtarması gerekmez, bir garson da işinden büyük keyif alıp müşterilerini mutlu ettiğinden dolayı bu kriterleri bir araya getirebilir. Nasıl bin bir türlü insan varsa, herkese göre de farklı meslek vardır. Önemli olan sizin için üç kriteri bir araya getiren mesleği bulmanızdır. Dışardan kulağınıza fısıldanan tüm sesleri tıkayın. Arkadaşlarınız ne düşünür, aileniz ne der bir kenara bırakın. Kendi kendinizi dinleyin. Sizi en iyi siz tanır, ne isteyip istemediğini siz bilirsiniz.
2. Mesleğiniz çoğu zaman zorlu deneyimlerin ardından belirir.
Belirleyici bir deneyim size mesleğinizi kazandırır. Çoğu zaman da zorlu şartlar veya acı veren bir durumun ardından kişiyi sarsar, uyandırır. Isay’ın derlediği gerçek yaşam öykülerinden biri, babası öldürülen bir tıp öğrencisinin aniden doktor olmaktan vazgeçip öğretmen olmaya karar vermesini anlatır. Her sınıfa girdiğinde babasının da kendisiyle sınıfa girdiğini hisseder. Kişinin en zor deneyimlerden hayatına anlam kazandıran yepyeni bir yola girmesini sağlar. İnsanın büyük zorluklar ve acılar yaşaması, dünyanın geçiciliğini gösterir. Bazen bir silkinme ile insanın önceliklerini belirlemesi hız kazanır, biran önce kendi için gerçekten önem taşıyan şeyleri hayatına geçirmek ister.
3. Hayatınızın mesleğini keşfetmek ve bu yeni yolda devam etmek cesaret ister.
1952’de ilk zenci Nascar sürücüsü olan Wendell Scott kendine yapılan ölüm tehditlerine rağmen, yarışlara devam etmiştir. Bilim insanı Dorothy Warburton gebe kadınların düşük yapmasıyla ilgili araştırmalar yaparken uç noktalarda cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmış, büyük mücadeleler vermek zorunda kalmıştır. Bu gibi insanlar statükonun karşısında durma cesaretini gösterir ve yeni işlerini bu değişimin çevresine kurarlar. Umutları vardır, severek canla başla çalışırlar. Amaçlarına doğru yılmadan, sıkılmadan, inanarak yürürler.
4. Çoğu zaman başkaları sizi mesleğinize doğru iterler.
Hayatı boyunca günü kurtarma amacıyla çalışmış olan Sharon Long, kızını üniversiteye gönderdiğinde, keşke ben de okuyabilseydim diye burs işlemlerinde kendisine yardımcı olan görevliye dile getirir. O da hiçbir şey için geç olmadığını söyler ve adli antropoloji alanında eğitim almasını tavsiye eder. Bu alanda okumasını tavsiye etmesinin tek sebebi de, bilim dalları arasında en kolay branş olmasıdır. İlk dersinde adeta bir mucize olur ve var gücüyle konuya kendini kaptırır. Dolayısıyla, bazen de mesleğimiz rastlantılar, bağlantılar yoluyla karşımıza çıkar. Bu fırsatı iyi değerlendirmek, bize meslek edinmemizde yardımcı olan insanların bize sunduğu fırsatları iyi değerlendirmek önemlidir.
5. Asıl önemli olan mesleğinizi belirledikten sonra yapacaklarınızdır.
Hayatımızın mesleğini bulmaktan hazine bulmak gibi bahsedilir. Yani, sanki bulacaksınız ve işler orda bitecek. Aslında, hayatınız boyunca ne ile uğraşmak istediğinizi bulmak çok büyük bir keşiftir ancak mesleği öğrenmek ve kan, ter ve gözyaşı dökme sürecinden sonra o mesleği icra etmek işin meşakkatli kısmıdır. Okula gitmek, kurslara katılmak veya işi öğrenmek için staj yapmanız gerekebilir. Ya da kendi işinizi kurmanız icap edebilir.
6. Yaş önemsizdir.
Isay işini bulmasıyla ilgili kendi deneyimini şöyle yazar: Mesleğini 21 yaşındayken bulur. Stonewalls çatışmaları sırasında bir adamla röportaj yapar ve yaşamının sonuna kadar bu işi yapmak istediğini bilir. Henüz çok genç yaştayken, mesleğini bulduğu için kendini çok şanslı hisseder. Ancak bu gerçek yaşam öykülerini incelerken, mesleğini bulmada yaşın hiç de önemi olmadığının farkına varır. Kimi henüz çocuk yaşında onu neyin mutlu ettiğini bilir, kimileri ise ancak orta yaşlarında neye heyecan duyduğunu, hangi işin ona yaşama sevinci verdiğini keşfeder.
Ne için dünyaya geldiğini bilmek gibidir, tutkuyla yapacağınız işi bilmek, insanı tatmin eder. Hangi yaşta olursanız olun asla vazgeçmeyin.
7. Hayatınızın mesleği ille de yüklü bir maaşla gelmez.
Sevdiğiniz işi yapmak çoğu zaman kişinin iyi gelir getiren ancak kendini tam olarak tatmin etmeyen işini bırakması ve daha az para kazanacağınız ancak günün nasıl geçtiğinin farkına bile varmadığınız bir deneyim yaşatır. Zaman içinde kazanacağınız kabarık maaş size boş gelecek, yaratacağınız değerlerin size manevi dönüşü arayışında olacaksınız. İnsanın ruhen tatmin olması, sahip olabileceğiniz ekstra varlıkların önüne geçecektir.
Bu yazı Dünya Gazetesi'nin Değişim Yelpazesi köşesinde 17.05.2016 tarihinde yayınlanmıştır.